sevişme saatlerisaçların yağmur koku..serap düşürdüğün çöl beni saldın gözlerinden içeri..öptüm öptüm kesildikçe bir yığın harami çaldı gülüşleri..bana saçlarından mentollü yağmurlar es..dağılsın göğsümde göğsünün izleri hadi seviş..öp yaramı..tuz kokar tenim tırnaklarının ucundan çekilir etim değme derken eteğine düşen gülün..içimde rengi kaskatı kesildi tüm hücrelerim gözlerin nem koku..içimin yangınları sönmeyen kül savrul benden içeri..durmaksızın kanasın gül.. omuzundan tutup hayatı..göz hizasından sevdikçe hayat sil baştan doğar öldükçe seni Hüseyin Bozkurt |
ama iki eleştirim olacak; bir "mentol" organik, şiirde yapay kalıyor, şiirde yapaylık bence bir kırıklık yaratıyor bütünlükte...
ve bazı mısralarda "gül", "kül" gibi uyak uydurma çalışması okurken sınırlandırıyor ve bence genel ahenge de uymuyor, başka şekillerde, örneğin;"gözlerin nem koku" gibi bağdaştırmalarla cümle sonları getirilebilirdi...
ama "şiir" ve "şair"