SOMA FACİASI
SOMA FACİASI
GALERİDE HENÜZ YAŞAMINI YİTİRMEMİŞ ALİ DAY VE İÇİNDEN GEÇENLER ani bir patlama, ve her yer toz duman içinde onlarca galeri, yüzlerce insan var Hangi birine ulaşırım hayır hayır, yüzlerce yaşam var kaçışan kaçışana ensesinde ölümün soğuk nefesi dışarıda hayat devam ediyor ölenler kimin umurunda kahrolası dünyada kimi can derdine düşmüş kimi servet peşinde, kimisi ekmek insanlığın yüz karası bir faciada can pazarı var can soma’da Ali şanslıysa göçük altında ve hala ölmediyse mırıldanır Eve ekmek götürseler bari seslenir, seslenir, sesleniyorum dehlizde kocaaa boşluğa can dostu, kader arkadaşlarım hayatta mı diye belki ölmemiştir bir ses, bir inilti yeter Ali’ye Mehmeeeeet, Cahiiiiit, İsmaiiiiil beni duyan var mı anca kendi sesini duymuştur garibim Ali dayı derin bir sessizlik, ölümün soğuk nefesi çökmüş kuytu dehlizlere karıncalar bile yürümüyor hepsi hüzünlü hepsi yasta Yoksa onlar da mı ölmüş sarmıştır artık bir korku Ali’nin bütün bedenini bu korku ölüm korkusu değil o ölümden korkmazdı asla galeriye inerken Ali dayı yanık bir ekmek uğruna ölürdü her saniye binlerce kere zaten her gün ölmekte değilmiydi Ali dayı şimdi dünyanın duyduğu bir facia ve baş kahraman Ali dayı olur da sağ kurtulursa sağ kurtulursam diyordu ne söylerim, ne söylerim; Mehmet’in karısına, Cahit’’in yetimlerine İsmail’in hasta ve yaşlı anasına kendi yaşamım uğruna, arkama bakmadan kaçtım onları sattım mı derim hayır yapamam kaçamam kaçamam asla yooo yo buna hakkım yok benim en iyisi ölmek, evet evet en iyisi ölmek hem çivisi çıkmış dünyada ne var sanki riyakarlık,Hırsızlık, ahlaksızlıktan başka baş almış gidiyor pislik Siyaset yozlaştı Din desen yobazlıkla, hırsızlıkla kutsandı İnsanlık erdemden, ahlaktan yoksun Ne yaparım kurtulursam En iyisi ben de ölmeliyim yooooo yo çocuklarım var, torunlarım henüz küçük büyük torunun sünneti de var. Oooof kurtulsam ne olacak sanki? İyisi mi ben de ölmeliyim, ben de ölmeliyim ben de ekmekdaşlarımla kalmalıyım kalmalıyım bu dehlizde, kalmalıyım Soma da som kömürler içinde gönlümce fena mı olur uyuruz birlikte huzur içinde hem malum dışarıda kana susamış köpekler var biri kendine baş der diğeri bakan bakmayanı da var elbet şerefine tüküreyim eminim gelmiştir şimdi birçoğu da reklam peşinde yakında seçim de var Ali dayı olacakları kestirmiş gibi içinden geçenler hep dilinde çok geçmeden herşeyi yerli yerinde gelmişlerdir Soma’ya başı bakanı bakıp ta kör olanı ölenlere rahmet, kalanlara baş sağlığı dilenir eklenir üç beş süslü söylem ardından eklerler sakın ha sakın yapılmasın eylem Sonra çekip giderler oh ne âlâ Ali dayı hala huzur içinde yüzlerce metre yerin dibinde söyleniyor kendince "BİZ ŞEREFİMİZ VE ONURUMUZLA YAŞAMAK İÇİN KÖMÜR ÇIKARIRKEN ÖLDÜK ruhlarımız şad olur elbet, uyuruz nurlar içinde OYSA Kİ YER YÜZÜNDE ŞEREFLERİNİ, ONURLARINI BİR TORBA KÖMÜRE SATANLAR VAR!.. işte onlar hep sancı içinde ekmek uğruna onurluca ölmek en güzeli onursuz yaşam asla bir yaşam değil!.. Hüma Efkan Makyöz, moda tasarımcısı, sevgili dostum Mazyar TOPAL’ın Soma faciasını anlatan başarılı bir çalışma resmini beğeninize sunuyorum. Yüzde maden ocağının karanlık dehlizini betimleyerek, insanın ekmek arayışını ve Kelebeklerin ateşe nasıl da kanat çırparak ateşe aşk diye vuslat diye uçtuğunu anlatmış. Resme bir bütün olarak bakıldığında, eteği tutuşturan kömür motiflerini görüyoruz. Aşk için yani ekmek için eteğimiz tutuşur. Ekmek için Yanman biri ise sevginin aşkın ne olduğunu bilemez. |