KARA ELMAS UĞRUNA…
…Soma’da Ölenlerin Aziz Ruhuna Rahmetle…
Bir somun ekmek için alnından aktı terin Yüreğe kor düşürdü göz yaşartan kaderin Helâl rızık peşinde, kazma kürek salladın Hüzünlü yüreklere, yaşla yazıldı adın Bir hayata karşılık, aldın ekmek parası Kat kat yerin altında, yandı ömrün çırası Yüzün siyah, alnın ak; ölürken de bir hoştun Elinde külüngünle ölümsüzlüğe koştun… Ey sonsuzluk yolcusu, bahtın kömürden kara Zamansız gidişinle yürekte açtın yara Daldın derin uykuya, bakışın uzak düştü Yolunu gözleyenin, saçlarına ak düştü Akşam dönmedin eve, yuvalar viran kaldı Siyah beyaz resimde, bahtiyar bir ân kaldı Ayrılık köz misali, yürekleri dağladı Beşikte körpe bebek; ana, bacı ağladı Dost bildiğin toprağın yabancısı değilsin İnsanlık terli alnın, karşısında eğilsin Bu dünya gurbetinden göç eyledi yiğitler Bu acıyı tarife, aciz kalır beyitler… Güneşin uzağında, sabahın adı vardı(r) Kim bilir her birinin nice muradı vardı(r) Soma Maden Ocağı, gözyaşıyla yıkandı Yüzlerce güzel insan, ölümsüzlüğe kandı Kara elmas uğruna, göç ettiniz ey canlar!... Söndü hayat güneşi, kayboldu heyecanlar Yaşadığımız acı, ibret olsun âleme Deniz mürekkep olsa, yetmez dertli kaleme Ülkemin dört yanında, gözyaşları çağlasın Bu tarifsiz acıya, kalbi olan ağlasın… M. NİHAT MALKOÇ |