ÇİY TANECİĞİNDE KÂİNAT
Anlarsın sen de bir gün; kalp mahzun, gönül talan!
Dön de bir bak ardına nedir elinde kalan? Sonbahar ağaçları haykırır nihayeti; Yaprak değil, tenindir dalda sararıp solan. … Ne çekilmez azaptır, Çöllerde pusulasız… Sarar hicran lâvları, Ruhun yağmura mecnun… Dinmez gözünde hasret; Kavurur muhtaçlığı, Düşürür yollara, deli/divane... Koşarsın! Koşarsın erişemezsin! Öylesine sahici ki, gördüğün... Nereden bilirsin? Uzayıp giden nehirler, serap... Haykırırsın dehşetle: "Ben de mi? SERAP?" Öyle bir sarsar ki seni, hakikat; Ufalanırsın... Erir zerrelerin; sınırsız boşluğun cenderesinde… Bir kavislik şahap; ömür denen tek nefeslik rüya… Kalmaz “sen”den eser, silinir iz’in! Çözülür şifresi bilinmezin! Hiçliğinde erişirsin mânaya! Derin karanlıklarda patlayan ışık... Çiy taneciğinde, kâinat… Hiçlikte varlık En Hakikat Tek Hakikat… 31 TEMMUZ 2013 / Metanet Yazıcı [email protected] ------------------------------------------ |
Hikmet YURDAER