Devr-i EvrenAn’lar vardır sınırsız, yaşananlar tanımsız; Duygular fırtınalı, boralı Gel-gitler savaşları... Sonsuz boşluğun cenderesinde Zaman denen mevhum Biat içinde sorgusuz Nereye aktığı meçhul... Zaman mı soluksuz? Yoksa yiten can mıdır, tek nefeslik zamanda? Bilinmezler yumağı; Muamma evvel/âhîr, İki ucu sonsuzluk... AN içinde AN vardır sırrı çözülemeyen... Ne hayatlar kurulur; Kimi sağlam zeminde, Kimisini sormayın, su üzerinde yazı... Ne menekşe, papatya Ne ağaçlarda yaprak, ne de denizde dalga Seferber olsalar da; Avutmaz yüce dağlar, sığamazsınız Arz-a... Duygular ilmeğinde boğulurken ruhunuz; Koyulaşan maviye Doğar pembe bulutlar Gülümseyen yüzüyle Vurur kanatlarını Rüyalar âlemine... Yıkılır kural/kuram AN; yutar da zamanı Yaşanır devr-i evren... (Sadece hayallerde) Uçmak hoş gelir amma Yine de siz, siz olun, Kapılıp aldanmayın esrarlı büyüsüne Tepetaklak olmak var. * Sorgulamak kaide gerçeği aramakta Muhayyile sınınsız Fakat Sağlam bassın ayaklar; Pirinç/bulgur mesali Zemin kayıp gitmesin. 30 OCAK 2017/Metanet Yazıcı |