perspektifzeytini çatallamak gibiydi bu kez yoksul sofranın mütevazi baştacı olması için değildi kaldı ki böylesi emektir bu birbirine sırtı dönük sınırların tel örgülerinden örülen kazakların sol yanına iliştirilmeye çalışılan zeytine kıyımdı bir şeyler öldü faili misin mü-fail misin hem gözlerinde o rengi tut hem o renge tutulan kuşları gondola sür olmadı inanamadığım şeyler var sen hiç tek kanatlı kuş gördün mü benim gördüğüm gökyüzünde tek kanatlı kuşlar uçabiliyorken senin sazında ellerinin bamtelinde olduğunu düşündüysen bu yanılgıdır onlar kaza gerektiren rayiç notalardı kar tutmayan dağların varsa şarkını yüksek sesli söylemek kolaydır peki sen hiç tek gözlü yunus gördün mü zıpkınlara rağmen yaşama sevdasını derelerden göllerden kaç çeşit rengi almış sulardan gelen ormanın gölgesi yeşil bulutun gölgesi mavi gecenin gölgesi laciverttir suda ve asıl tarih alfabede değil suda başlar ve Anadol marka bir araba çölü ışık hızında geçer sayfalar çevrilir çevrilir çevrilir yaptığın zeytin yapraklarını avuçlarında parçalayıp yanılmış rüzgarına kurban etmekti üşüdüğümü anladığında ceketini omuzlarıma bırakmalıydın oysa sen kova suyuna alışmış olabiilirsin gördüğün okyanusa bir kaşık su da diyebilirsin perspektif der ki: yakındakiler büyük uzaktakiler küçük görülür sis etkisi diyelim ya da evereste neptünden bakmak |
Anlamı,anlatımı etkileyici harika bir çalışma,
sizi ve değerli kaleminizi
can-ı gönülden kutluyorum,saygılar.