KARAÇAMBahar ayları gül kokularıyla gelir. Ağaçlar gelinlik kızlar gibi süslenir. Heryerde şımaran fidanlar Süzülerek bahar yelinde raks ederler. Eteklerinin en güzelini giyiyor ulu dağlar. Aylar var ki beyaz entarileri dar gelmiş Yemyeşil üstüne; kırmızılı, morlu etekler giyinmiş. Hele de türküleri çağlayanlara karışan dereler, Neşeyle akıp kıvrıla kıvrıla geçerler. Meşeler palamutların tomurcuklarını Elmalar, kirazlar, bembeyaz taçlarını takarak Kutlu misafiri karşılar gibi süslenmişler Yalnız şu göğ eteklerin dibinde yalçın bir kayalık Kısmet midir, hikmet midir üstünde bir karaçam Seyre dalmış tüm gelinlik kızları uzaktan. Bahar neşesini yayarken, gülümseyemeyen bir o O ki ne çok üzülürdü tüm ağaçlara Kıştan evvel kara habercileri gelirdi Önce yaprakları hasta eder, sarartırdı Birden, acımasızca koparırdı onları dallarından Bir yeşil kalan, mütevazi karaçam. Uzaktan gözyaşlarını içine akıtır izlerdi de Bahara sevinen bu kardeşlerine şimdiden üzülürdü. Bahar ayları, gül kokularıyla gelir Çiçekler özgür, kardelenler mahsun, Diyar diyar mis kokuları yayılır da Bir karaçam kalır uzakta, yapayalnız, Bu kutlu düğünün halaylarına kayıtsız. Bilirdi o, tüm bu hazırlıklar boşa, Ne de olsa çok sürmeden gelecekti kara hava. O vakit, o denli üzülecekti kardeşlerine karaçam. Önündeki bu ölümlere, kızacaktı acımasız kara kışa. O yalnız yine uzakta, tek başına kalacaktı….. ÇIRAK |
Çiçekler özgür, kardelenler mahsun,
Diyar diyar mis kokuları yayılır da
Bir karaçam kalır uzakta, yapayalnız,
Bu kutlu düğünün halaylarına kayıtsız.
Bilirdi o, tüm bu hazırlıklar boşa,
Ne de olsa çok sürmeden gelecekti kara hava.
O vakit, o denli üzülecekti kardeşlerine karaçam.
Önündeki bu ölümlere, kızacaktı acımasız kara kışa.
O yalnız yine uzakta, tek başına kalacaktı…..
yüreğinize sağlık, tebrik, selam, saygılar..