MAVİ UÇURTMALARIMBilemesin kaç saattir bekliyorum nöbetini Gözlerim yollarda uykularım firari Ha geldi geçecek ha kapı telefon çalacak Gökyüzü yerlere serilmiş sanki Kirpiklerim örtmüyor gözlerimi İki geyik sohbeti ederiz belki Uçururuz gökyüzüne uçurtmaları püskülü püsküllü Yakaldığın yerde öp sıkılmadan yüreğimi Tellere tikenlere dolanma dolandırma günleri Sım sıkı tut uçurtmanın iplerini Yada bırak kırsın deli rüzgarlar Gelmesin ertelenmiş o gara beklenen bahar Bazan takıntı yapıyorsun kafama işte İki kişilik de dolaşıyorsun gibi Ağırdan satıyorsun kendini kal git der gibi Çözemedim bir türlü içinde sakladığın bilmeceni Bak gözümün bebeklerine, bak çekinmeden Öyle yorgun öyle susamışım ki okşa başımı Biraz ninni söyle uyur kalırım hayallerimle şimdi Şimdi gidip de huzur içinde uyuyorsundur Gelsem uzanmak için o serin dolu gölgeye Beneklerimde kararan noktalarımı sıkarsın. Üstüme başıma bakarsın bilmessin ki Hangi tellere tikenlere dolanıp kalktığımı Okuduğun roman kalmadı elimizin tersiyle iteledik günleri Boş gevezelikler yaptık tanıyamadık günlerimizi Koptu şimdi uçurtmanın ipleri Kıyamadım sana hiç inci tanem. Kıyamam yerlerde bulduğum gökyüzüm. Öyle özlüyorum ki seni, Çam ağaçları gölgesinde uzanmak istiyorum Dünya malı imiş canı cehenneme Fırsat vermedin ki gücüm yettiğince dökecektim dizlerine Hep acele ettin geldiğn gibi acele gittin Sahi sen hiç güneşleri sevmedin ki kapalı kaldı hep perdeler. Zamansız kulaklarını çınlatırım Gözlerin üzerimde biliyorum püskülü püskülü . . . |