0
Yorum
2
Beğeni
5,0
Puan
705
Okunma
Coşkun bir geceden sonra,
Suratsız bir gün
Hava gergin,
Nasılsa baharın sonu yazdır
“Ya şu çanlar, şu kilise çanları
Tanrıda hangi duyguları uyandırırlar” renkleri kapkara
Pencereler açıla, açıla, kapılar kırıla, kırıla
Denizin altı balık, üstü gemi
Birazdan konuk olup, onur verecek
Dev bir bulut, gelecek karara, karara…
“Görmez mi deniz,
Ayrımına varmaz mı hiçbir şeyin” Yine kapkara
Fısıldattığımız sözcükler
Sinek vızıldamaları, yapışmış pencereye
Yapışmış mor kara midyeler
Solgun, saydam denizanalarına
“Bilmez mi yaşlı bir kadın,
Mutfaksız ve ıssız bir evin önünde oturmuş” saçları kapkara
Taşlar, suya attığımız taşlar
Kimseye ait olmayan taşlar, bir yokluğun peşindeler şimdi
Hepsi toplanacak bir araya
Yalnızca rüzgârla ve zamanla ve sesle
“Geçmez mi günler,
kirli günler, durup kalır doruklarda” şimdi eskisinde de kapkara..
5.0
100% (2)