AVANS VERDİM GÖZLERİNE BİR SEVDA BOYU...AVANS VERDİM GÖZLERİNE BİR SEVDA BOYU... (Yine de sen kaybettin yarışı) Soframda, tadından vazgeçemediğim aşımdın Sevgiyle pişirdiğim, Gecelerimi yaşanabilir kılan düşümdün Aklıma düşürdüğüm, Göz pınarıma dolan bir damla mutluluk gözyaşımdın Yürekten taşırdığım, Sevgimdin, yaşam gücümdün, dünyamdın benim... Sert ve haşin dalgalar gibi vurdukça kayalara, O kayalarda asalak yaşayan küçük canlılar Gücüne hayran oldular, seni bir ilâhe sandılar, Şehir meydanına kadar seni omuzlarında taşıdılar Kâğıttan bir heykel gibi diktiler seni meydanın ortasına.. Ve sen, şehrin meydanında kâğıttan bir heykel olmayı Bahçemde sevgiyle sulanan bir gül fidanı olmaya tercih ettin Ve gittin... Hoşlandın ve inandın kayaları döven güçlü bir dalga olduğuna, Oysa, rüzgâr ne yöne eserse, o yöne savrulan bir su parçası Ve rüzgârın elindeki bir oyuncaktın; Bir gün gerçeği mutlaka anlayacaktın.... Ve bir gün, daha büyük ve daha güçlü canlılar O heykelin kâğıttan yapılmış olduğunu anladılar, En acımasız, en vahşi arzularla üstüne saldırdılar. Sen ki, bir isyancı güruhun yıktığı heykel gibi Sürüklenirken loş sokaklarda Yağmacıların hoyrat ve sevgiden yoksun ellerinde, Şehrin tüm ışıkları yanıyordu, halâ gözbebeklerinde... Gökten, kudurmuş arzuların ve kör ihtirasların yağdığı gece Şehvet, nefret ve zulüm damlaları parlarken sokak taşlarında Zamanı geçmiş bir pişmanlık vardı, çaresiz gözyaşlarında... Oysa,ben, bunca zamandan kalma bir gülüşünün onuruna Hâlâ, ne sofralar donatırım bilsen her gece, Ve kadeh kadırırım yokluğuna, herkesten gizlice.... Çünki, yüreğim tutuklu kalmış yüreğinde Ve gözlerim demir atmış seni son gördüğüm yerde... Umutsuz bir mum ışığında titrer durur gölgen Yıldızsız, mehtapsız ve sensiz gecelerde... Avans verdim gözlerine bir sevdâ boyu, Yine de sen kaybettin yarışı... Ünal Beşkese |
gözlerin dert görmesin inşallah