Sürgün
İki tohum oldum atladım cepten cebe
Bahar bahçelerine dadandım Yol kenarlarına Su başlarına tırmanıp yeşerdikçe göğe İzledim herşeyi sus pus olmuş gizlice Üsküdara giderken ne yağmurlar yağdı ne seller aktı bensiz Gülhane parkında kestaneler yenildi dost sohbetlerde tam kıvamında demli şekersiz Çocuklar büyümüş torunlarımız olmuş Birinin düğününe gelemedim ah şerefsiz Kutlayamadıklarım çoban armağanı çam sakızı hediyelerle çoğaldılar içimde Dört dolandım durdum içten gülüşlere sürgünden sürgüne Almus barajımı, ırmağımın yeşilini Taş Köprüden geçen güzelleri Dağda, üzüm bağlarımda çocukların kovaladığı keklikleri Uzaktan izledim seyirci misali Ve duydum ki keklikler yokmuş artık ve bağlar kurumuş Dört dolandım durdum kurtaramadım diye sus pus oldum delice Cenaze ağıtları ta kulağıma geldide bir mezar taşına dokunamadım Diyemedim elveda ben de ki babama anlatacaklarım vardı Annemin omzuna akacak gözyaşlarım Tutacak ellerim ve hayata haykırasım Uzaktan izledim hüzünlü adımları paylaşamazken, sus pus oldum bahçemde |
vurgulanmış, yürekten gelen seslenişti....
Alkışlıyorum sizi ve değerli çalışmanızı...
Başarınız daim, kaleminiz tükenmez olsun....
Selam saygı şiire ve şairedir...
.............