Ufkumda kalan hayâl
Titrer mi göğsüm gibi, içinde sakladığın?
Omuzuma dokunan, ey ipekten gölge şal..! Hangi günahın izi, yaşlarla akladığın? Karanlıkta yâr diye, ufkumda kalan hayâl Başımızın üstünde, kervanlar dizi dizi Devr-i âlem içinde yaşayanla ölü bir Gök kubbenin altında silinir ayak izi Gözde perde kalkınca, başlar ilâhi cebir Verdiği her cefâyı, sevdama bedel sayan İnâyet eder bir gün, şu yükselen ağıda Dilde kusur olsa da, dilenen Hakk’a âyan Ahvalimin hecesi, yazılamaz kâğıda Alazların içinde, savrulan bir nefesim Sızlayan her melekem, kavruluşun faslında Masivâlar üstünde yankılanırken sesim Ateşin aşkınadır, meyledişim aslında Bülbülüm, saltanatım gönlümdeki yarayla Acımın bam telinde, şarkılarım dinlenir Açılsa da o gonca, kırk yıllık bir arayla Tan yerinin ağında, aşiyanım şenlenir… Erol URAZ 02.05.2014 Eskişehir |
Tek kelimeyle büyüleyici bir güzellikti.Gönülden kutlarım sayın hocam değerli gönül emeğinizi.
Paylaşım için teşekkür ederim.
Selam ve hürmetlerimle.