Senden Önce Yalnızdım Senden Sonra Hep Sürgün
Sevdan bir diken gibi yüreğime batıyor
Aşk renginde ruhumun, taşıyor izlerini Nice yıllar avare gönlümü taşıdım da Şimdi hayal köşkümde bir vefasız yatıyor Ve üstüme dikiyor bir yılan, gözlerini Uçurdum ak kanatlı kuşlarımı semaya Yıkıldı sarayları, gönül sultanlarımın Artık dargın değilim, ne güneşe ne aya! Sonsuzluk ki benliğim kadar değildir yalnız Hangi deniz taşımaz yıldızların rengini Doğduğu gün ağlarmış bahtımız, yeryüzünde Canlanırmış mürekkep senin resminde ansız Ay düşünce bulurmuş, göllerde, ahengini. Birkaç karanfil yeter gülmeyen şu bahtıma Varsın hayallerine almasın kuşlar beni Varsın hüzün otursun, gelsin, gönül tahtıma Oysa intihar kadar ürkütücüdür bahar Geceler ümidimi yalnızlığıyla deler. Alevsiz bir yangının odunudur oysa gül Gözyaşı bu şehirde şimdi ummanlar kadar Her veda bir ölümün geldiğini müjdeler Baykuşun gözlerinde bir hiçtir yanan ümran Izdırabını bilmez kıvılcım, yanan suyun Birgün hayata küser, delirip aksa da kan Kah ızdıraba güler, kah neşeye küser baht; Kainat her mevsimi, çaresiz kabullenir Uludukça semaya pervasızca çakallar Bir sultanı ağırlar, en koyu hüzünle taht Bu hevesle a gülüm, tüm ahrazlar dillenir Maziyi karaladı kahır dolu bir sancı Gittiğin gün hicranı daha başka tanıdım Bu eller benim değil gülüm, bu yüz yabancı Vurulsam da ruhumun göklerinde kaç kere Bilirim ki, arzuyla son durağa varılır Bahar bizden uzağa götürür rüzgarını Yine durmadan akar, bu ırmak ve bu dere... Toprak yeniden cana özlem ile sarılır Fakat unutmaz seni ne yarın ne de bugün Bir Mecnun’ a bilenir yeniden /hevesle, aşk Ruh hicreti sayıklar, beden yorgun, can üzgün... Senden önce yalnızdım, senden sonra hep sürgün. Herşeyimde öldürdü maviyi avuçlarım; Ayaklarım nicedir özlemiyor bir şehri Dikenleri batıyor nicedir, gonca gülün Nicedir bu hüzünle tutuşuyor saçlarım Kaç asırdır sürükler beni, hicrânın nehri Önce gama gülümser, mutluluğa küserdim Bilmezdim neden kayar her yıldız bir gönüle Bilseydim rüzgar olur sana doğru eserdim. Küllenen ateşlerin yüreğinde saklı su, Dudaklarından ab-ı hayat misali damlar Sonsuz sabırla bekler yeryüzü yağmurunu Gece kanatlanırken perilerin uykusu Ay mehtaba yaklaşır ve buğulanır camlar Seher vakti içli bir ezan sesiyle uyan Anla ki, gurbet budur, öz yurdunda ey güzel! Neden zehir kusuyor, yılan, akrep ve çıyan Gözlerin yapayalnız; gözlerin ve hayaller İyi bak, gözlerinde yazan kaderin midir Masallarda büyüyen devin yalnızlığıdır Sana neyi anlatır, bu yaşlar ve bu eller Seni sevdama muhtaç kılan, kederin midir Bilmedin ey sevgili adını sen, hasretin, Hangi kapıyı açar yüzünün güzelliği Hangi sevdaya eştir, söyle bana nefretin Yine bir katil bilmez çekerken silahını; Kesilen bir dal için, bin kök salarmış çınar! Zifiri karanlığa gömülse de kainat, Müjdeler yeni güne, gecenin sabahını Yalnız yürekte hicran bitmez; yandıkça yanar! Zaman gelir yıkılır sultanların kalesi Hasret kalır bir damla suya bütün çiçekler Solar gönül dağının, menekşesi, lalesi! Zaman senin de büker belini elbet bir gün, Senden önce yalnızdım, senden sonra hep sürgün. ____* Her Günden Bir Güne Mektup* |
Sadettin Deren