Fasl-ı GülHedefine odaklı tek neferli bir ordu Aldığı işaretle kından çıkan temâyül Saltanatıyla mağrur, aşka can istiyordu Gecikmiş nisanların bahtını yıkan eylül Titreyen cümleleri idrâk ne kadar zordu Yalan serzenişlerden medet ne kadar mâlûl Vefâ zâlimin bile içine çöken tortu Yazık onu da vurdu vakte yenik tedâvül Kimine göre bu hâl belki habis bir urdu Belki de aslolandı hükmü kendinden menkul Kurulu tüm saatler ayrılık günü durdu Bir rüzgârla dağıldı gerçeği örten kâkül İthâma mı boğalım çınarı yiyen kurdu Yıkılırdı elbette böyle kederi mahmul Figânın lüzumu yok kavîdir gönül yurdu Kaygı fenâya düşer sevdâ ki ömrü şümûl .... |