0
Yorum
1
Beğeni
5,0
Puan
1584
Okunma

Bu tenha şehrin,
Dipsiz masallarındaki bir düşte:
Bu gece,
Ellerinden usulca bırak!
Her gerçeği.
Hatta ekmeğe çalınan çikolata hesabı,
Çalıp dur!
Her bir anını,
Yalanların ruhuna ve
Hüzünlerin buğday tenine.
Belki de gözbebeklerinin
Parçalı bulutlu bakışlarında
Hiç durmadan yağmasına,
İzin ver!
Takvimlerini hasta eden tüm sessizliğini:
Yalnızlık denen şarkı,
Dudaklarından öpüyorken.
Ama her şeye
Hatta her ihtimale inat!
Bırak bu gece,
Dağınık kalsın:
Her yarının, her yaşayacağın
Belki de
Her dileğin.
Bırak öylece dursun!
Senin sandığın,
Her şey.
Şimdi gece,
Uykuya daldığını sandığın,
Siyaha teslim şehrin kaldırımlarında:
Bir anda çörekleniyorken
En azılı karanlıkları, en ürkütücü kuytuları
Hatta en karamsar cümleleriyle birlikte
Ömrünün çöplüğüne;
Yüreğinin etine,
Bir bomba gibi hatta bir kurşun gibi
Zamansızca düşsün!
Damarlarına enjekte edilen,
Bir acı;
Ve çehrenden dökülen
Yoksunlukların deminde:
Başı öne eğik ümitlerinle birlikte
Yürü usulca!
Bir gün seni bulacağını bildiğin,
Ayrılığın kollarına…
Barış Ünlü... (şiir işçisi)
5.0
100% (1)