Kalan'agün solar , gri perdeler üzerinde sesler süzülür , karanlık demlenir adımlar damlamaz olur köhnemiş sokaklara misafir pijaması gibi eğreti bir uyku belirir gözlerinde ellerinde arayış , ellerinde şarap ve blues yol alır ve korkular ölçüsüzdür , nezaket yapmacık sahipsiz bir sanrı takılır peşine art arda kaçıncı günün toparlanıp gidişidir bu... hüzünlü bir melodi düşer aklına , sonra birkaç anı can çekişen bir orospu gibi bakarsın geçmişine kayboluşuna. o sıralarda ölüme giden her yol kestirme sayılır. ve tepende durmadan dönen pervanenin yarım yamalak esintisi modası geçmiş bir mastürbasyon biçimi gibi boşlukta asılıdır. gürültü devinir , gün doğar kelimelerle cüzdanlarını aynı cebe koyan insanlar telaşla durmadan durmadan durmadan birbirine sürtünen insanlar... hepsi biraz ölür eş zamanlı herkeste o titrek bekleyiş kaçınılmaz son. dostlar meydan ölür. biliyorum siz de bilin o şehrin tozu , hayallerimin külüdür Onur Özkan |