3
Yorum
3
Beğeni
5,0
Puan
1729
Okunma

Bir kaç satır okuduk
Çaya sigaraya müptelaydım ben
O şiire bakıyordu...
İçten anlattı meryem kalbindeki duaları
Ve geçmişin o kırgınlıkları nasılda tatlıydı
Biraz kuş cıvıltısı eklendi
Bahara çalan yaz mevsimi
Elleriyle getirdi gül destesini
Öyle mevsime bakıyordu
Göklere kim bilir kaç hece söyledi
İçindeki isyanı dindiremedi
Ebedi bir tutku ve his
Onu kendine tutsak etmişti
İlk kez bir meryem duası okudum
Annesinden bahsediyordu
Sonra kalbine dair tüm acıları
Ama lanet okumuyor aksine inatla gülüyordu
Çünkü hayat küçümsenmeyecek kadar kısaydı
Çok konuştuk
Meryem’e bakıyordum epey yorgundu
Bilincine özlem bırakanlar yüzünden
...
Sonra bir başka vücuda büründü
Ben tanımıyorum kendimi dedi
Tanrının büyüttüğü çocuğum ben dedi
Korkmuştum...
Beni cehenneme atan yetki elindeydi sanki
Belki şiirlerim günahtı
Şikayet edecekti tanrıya !
Ama onca iftira edenler varken gururuna
Benim gibi aciz bir kulu nasıl şikayet ederdi ?
Bir çay daha geldi gözlerimiz kapandı
Bir çay daha derken onun şiirine kapıldık
İki şizofrenik vakanın şiiri
Aynı şeyleri anlatıyorduk
Dip dibe iki pencere arasında
İkiz yürekli özgür kuşlardık
Aynı acı denizinde boğuluyorduk
Onca yıl habersiz yaşadık
Bir masalda bin çağ devirdik
...
Bir çay daha geldi
Buz gibi yeller esti düşlerde
Efkar bastı
...
Kırılan ümidimizi yeşertmeye çalıştık
Olmadı...
sonra güneşe bakarak
Kimselere sormadan bir merdivene çıktık
Tren yollarından dem tuttuk aynı trenle kaf dağına
Turnaların memleketine ve kalb denizindeki kimyaya
Çığlık çığlığa bir şarkı tutturduk
...
Bir çay daha geldi
Kapandı gözleri meryemin
Vakti gelmişti
Şiire uyku arası girdi
Tanrıya selam söyler misin
Duamı iletir misin
Bilmem ki
5.0
100% (4)