hüzünlü bir öykünün meçhul kadını ağlıyorduhüzünlü bir öykünün meçhul kadını ağlıyordu son istasyona yanaştı içindeki acılar kehribar gözlerinde birkaç damla yaş ile hüzünlü bir öykünün meçhul kadını ağlıyordu elinde veda kokan mendilini salladı son kez şehrine biliyor musun dedi yanındaki gence binlerce kez tövbeli olduğum şehrime küstüm dedi beyazlara yenilen saçlarını savurdu poyraz kokulu pencereden nem kaldı ki birkaç şiirimden başka dedi ve sustu sonsuza dek köşede mutsuz yüzlere kahırlı bakışlara dalıp gitti ahh benim gençliğimde şen sazın bülbülleri şakıyordu dedi içine derin bir nefes çekti parmaklarını yakan izmaritinden hoyratça esen yıllarına okkalı bir küfür savurdu bir şiirlik ömrüm kaldı bu şehirde bir yanım şehir bir yanım şiir şehrimin şiirleri hüzünlü bir öykünün meçhul kadınına yazıldı ağlıyordu yabancı bakışlarda esir bir kadın yüreğindeki tüm sevgileri kefaret olarak serpmişti ihanetin oltasında ruhu can çekişiyordu oysa mahmudiye düzkaya |