Ne düşünüyor ne yapmak istiyorsun Bilmiyor ve Bilmekte istemiyorum Yüreğimi çok yordun İnancın kaldıysa biraz aşk’a İzin ver dursun sol yanımda Olur ya Belki bir gün ihtiyaç duyarsın Belki de koyduğun yerde bulamazsın Emanetine dokunmam İstediğin zaman gelir alırsın…
Oysa İki satırlık sevmemiştim seni Mevsimlikte değildin bende İki kaş arası kadar Yakın mesafedeydik bir birimize Ama göremedin Öyle ya nerden göreceksin Ansızın bahar mı çarptı yüreğine Yeşil yeşil bakıyorsun Başın sanki ağrı dağı zirvesinde Sende kalsın anlık sevgiler Sende kalsın gelip geçici yeni mevsimler Bana inandığım ölümlük aşkım yeter…
Bir mucize olmazdı bu sevgide Şimdiden gönlün kayıplara karışmış bile Aşka isyan edişlerin yakındır Arayacaksın beni ama olmayacağım yanında Gördüğün dağın ardındaki güneş Ha doğdu ha doğacak diye bekleyeceksin yılarca Geçecek ömrün boşu boşuna Göz açıp kapanacak kadar kısadır Bu tatlı baharlar Üzülen sen olacaksın sonunda…
Ah şu vefasızlığın Ah şu haylaz çocuk yüreğin yok mu? Yaraladığın bu kaçıncı sevgi Ellerinde kalan bu kaçıncı parçalanmış kalp Dokunma aşkın sinesine Sen giderken kalsın bende…
Sana göre mevsim yok bu gezegende Neyin arayışlarındasın Zayi etme sevgi için harcanan emeği Hakkım helal edecek miyim sanıyorsun Bırak aşk bu seferlik bende dursun…
Zamanımı döke saça harcadım yollarında Telafisi var mı dün ki yaşanan acıların Çalkantılı denizlerde rotasız gemi gibi yalpalıyorsun Ne uğrayacağın liman var Ne demir alacak iskele Bavulların hep hazır yolculuk hangi adrese Biliyor musun içi yine boş Anılarımı isteme Aşkımı da koparıp alamazsın benden Nasıl olsa Döneceksin birkaç güne. Alıştım Kapı önünde ağlayarak beklemelerine Benden ilk defa gitmiyorsun ya Her bahar gelişin de böyle olursun Hep aynı gidişler ve aynı hikâye…
Ah bu polenler yok mu? Yine içine kokun karışmış Yakıyor genzimi seher yelinde. Bülbüller çoktan gelmiş düşmüşleridir yuva derdine Sabah gül bahçesinde aşkla hasbihal hallerde Gittiğin zaman seslerini de duyamazsın Hasret kalırsın bendeki bahara Elin boş mu gideceksin Al sevgimi yanına Ama aşk kalsın bana…
“Sen yalancı bahara inanırken ben gerçek mevsimle yola devam edeceğim! Ama en çokta sen üzüleceksin “
Mustafa KARAAHMETOĞLU 19.04.2014
Sevgili Gamze Yağmur’a ve Mehmet Fikret Ünalan ağabeyime kucak dolusu sevgim ve teşekkürlerimle…
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.
Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Aşk Bende Kalsın şiirine yorum yap
Okuduğunuz şiir ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
Aşk Bende Kalsın şiirine yorum yapabilmek için üye olmalısınız.
sen yalancı baharlra inaırken ben greçek mevsimde yola devam edeceiğm..ne güzel bir yol çizmiş şaiir kendisine asolan gerçek demiş demiş şaiir ..tebriğimle..sevgiler.
Sen yalancı bahara inanırken ben gerçek mevsimle yola devam edeceğim! Ama en çokta sen üzüleceksin
ben bu cümlenin üzerine yazacak daha etkin bir bulamadım... :( ah benim abim! derim hep beşerin şakınlığı başa bela açar,dil farklı kalp farklı yaşarsa aşkı başa bela açar... nice zaman sonra anlar insan da iş işten gecer gider...
Abim çok teşekkür ederim... Ben hayatımda boyuınca söze değil öze bakmışımdır. Seninde dediğin gibi dil farklı kalp farklı ise gerçekten gep üzülmüşümdür...
Bak ne demişim....
DİL, YÜREK, BEYİN ve DÜŞÜNCE
Ben de anlamadım… Anlam veremedim hiç! Bu sevdanın neresindeyim? Sahi söyler misin? Ben senin için neyim? Öyle ya anlamalıydım… Senin dilin gönlüne dargın gönlün de diline Görmeliydim, her ikisi de ayrı tellerden… Çalıp söyler olduğunu
Dilin hınç alırcasına, kızar gönlüne “ben lal oldum” Söyleyemeyeceğim şeyleri düşünme der Gönlün de sevdasını anlatamadığı için isyan bayrağını çeker diline Hani? Tatlı dil yılanı deliğinden çıkarırdı? Ama mutluluk kaynağı sevdayı iki kelimeyle anlatamamış O mutluluk kaynağı olan yazımı kısacık, Anlamı büyük cümlenin yanına hiç varamamış. Senin dilinin içi çelik halatlarla örülmüş adeta Kemik olmayanlar gibi hiç aşkı şakıyamamış…
Ne sevdiğinden emin oldu yüreğin Ne de vazgeçtiğini söyleyebildi dilin İlahi adaletten dem vurup “bana haramsın” dedi. Baksan gözlerime kendini görürdün… Ben senindim… Sendim! Evet, ben senindim, senin olmasına da… Sahi senin yüreğin kimindi, hangi bedende kiminleydi? Kiminle…
Neden yüreğinin hissettiklerini dilin söylemez? Dilinin söylediklerini de yüreğin hissetmez Oysa her nefes alışında içine dolacak kadar yakın, Bir o kadar da uzağım demek ki yüreğine…
Beynin yorgun gecelere esir düşmüş Kemirir düşünceler benli bensiz içten içe Ah çektirip tırnak yedirir. Tükenmiş benli yalnızlığında umutların, Boş hayaller dünyasındasın, uğraşma boşuna…
Geceyi çarşaf niyetine örtüp üzerine Oynuyorsun yüreğinle karartma günlerini. Beynin karıncalanıyor, durmuş çalışmıyor Kim bilir hangi mevta olmuş duyguya hâkim?
Anladığım… Hayat perdesi denilen Yaşam ile ölüm arasında ki o incecik çizginin finalinde Üzerine atılacak bir kürek toprağın olduğu yerdesin…
Düşüncelerin karma karışık olmuş Dilin lal Yüreğin zavallı Beyin ölümün gerçekleşmiş Gözlerin adeta bakar kör...
Sen… Adına sevmek sevilmek denilen Tutunacak dalı olmayan girdapların içinde İlk ve son aşkın bitişindesin…
//Dil ile yüreğin birleşmesi, umutların mutluluğa dönüşmesidir. //
Ah bu polenler yok mu? Yine içine kokun karışmış Yakıyor genzimi seher yelinde. Bülbüller çoktan gelmiş düşmüşleridir yuva derdine Sabah gül bahçesinde aşkla hasbihal hallerde Gittiğin zaman seslerini de duyamazsın Hasret kalırsın bendeki bahara Elin boş mu gideceksin Al sevgimi yanına Ama aşk kalsın bana…
“Sen yalancı bahara inanırken ben gerçek mevsimle yola devam edeceğim! Ama en çokta sen üzüleceksin “