KUMSALDAKİ KADIN / BİR DÜŞ GİBİ…Çıkmış da bir deniz kızı, sevdâlı denizlerinden, Pembe çiçekler bitiyor ıslak ayak izlerinden, Islak teninde damlalar, rengi, elâ gözlerinden Beyaz mermer omuzlara, kızıl saçlarını sermiş... Bu güzellik, bu terâvet... Zamanı çoktan aşıyor; Ömrünün hazan mevsimi, gönlü nisanı yaşıyor. Sanki, taze bir sürgünde, güz güllerini taşıyor, Cemreler düşmüş tenine, mevsimi bahara ermiş. Kumda açmış çiçek gibi, beyaz, küçük ayakları, Kim bilir hangi düşlerle pembeleşmiş yanakları... Arıların bal sevdâsı, kızıl gonca dudakları. Sînesinde beyaz güller, pembe tomurcuklar vermiş... Olgunlaşmış, ama hâlâ, gönlü hep ilkbahara eş, Bakışına aksediyor, taa içinde yanan ateş... Mümkün mü hiç kıskanmamak, meğer her gün çapkın güneş Burda onu sarar, okşar çıplak teninden öpermiş... Kumsalda seyrettim onu, akıl çelen bir seraptı, Güneşte tatlanmış meyva, yıllanmış lâl bir şaraptı. O ne olgun güzellikti, gözümde yalap yalaptı, Kokladım, ipek teninde, aşk kokan çiçekler varmış... Sonra akşam... Güneş battı, gökte nöbeti ay aldı. Derken bir yıldız sağnağı, onun üstüne boşaldı. Kadın kayboldu, yerinde masmavi bir alev kaldı; Ay ışığı, onu efsun dolu mavi tülle sarmış.... Her gün gittim o sahile, hep ne hayâller kurarak, Yoktu... Dertleştim denizle, ondan bir haber sorarak. Ne anlattı deniz, bilmem, kendini kayalara vurarak, Anladım, bu temaşada nasibim bir düş kadarmış.... Ünal Beşkese :::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::..... teravet..........:tazelik yalap yalap...:pırıl pırıl temaşa.........:seyretmek, hoşlanarak bakmak |