ANKARADA KIŞ
Güneş bir kez daha rahmetle okşayarak geçti, başımızdan.
Gece olup gitti, şu karşı tepelerin ardından. Karanlık Ankara’nın sisine karışıp, grileşti daha akşamdan. Hızlı ayak sesleri yankılandı, çamura bulanmış kaldırımlardan. Birer tepegöz gibi bakıyor, Ankara’ya evler camlardan. Bir küçük çocuk gülümsüyor, karanlıklara karşı apartmandan. Sokak lambalarının ışıkları süzülüp kalıyor boşluklardan. Aydınlatamadan sönüp gidiyor şavkı, henüz kaldırımlara varamadan. Başıboş ayaklar dolaşıyor artık kaldırımlarda. Boğuluyormuşçasına acı acı bağırıyor bir tren kayaş - sincan hattında. Yıldızların nesli çoktan tükenmiş Ankara semalarında. Can çekişiyor başkent, kan terliyor evlerin camları da… |
Bilmediğim, hiç görmediğim bir Ankara anlattınız bana kelime tablonuzda. İlk kez okuyorum kaleminizi yazım gücünüz bir yazının betimlemelerine yetecek kadar fazla ama fark ettim ki, henüz herhangi bir yazı yayınlamamışsınız bu sayfada. Ankara'yı yine aynı, bu şekilde bir de yazıda okumak isterdim. Uzun uzadıya, çeşmelerinden, yollarına, karından, yağmurunun geride bıraktığı çamuruna kadar... Mutlaka denemeli, kalemi bir de yazı için elinize almalısınız...
Tebrik çok şehr-i deryaya...