BİR DEFTERE DAVET EDİLDİM YILLAR ÖNCE HALA KALKIP GİDEMİYORUM EVİMEÖnümde yılları kadeh kadeh sunan bir defterin en nadide sofrası biraz acı biber tadında biraz limona yatırılmış hvauç güzelliğinde ortaya karışık salata üstünde yok yok dertli insan meğer ne kadar çok. Ne şiirler devirdim her gece bu yalnızlık sofrasında yanında biraz küf kokan anıların biraz aldatılmışlığın biraz riyakarlığın o sırıtan yüzlerini kalemle ufak ufak karnını deşerken biraz ordan biraz burdan faslını es geçtim bazen külü düşmüş sigarama benzer yanıklarım oysa hatrını sormadığım üstü kapalı öyle yalnızlıklarım var ki hala.. Yeni yüzleri aldım bazen karşıma al dedim oku beni ama yüreğinle yüreğinin yettiği yerde yetmediğinde bırak olduğu yere.. Kıskançlığımı sofra altında serili örtünün üstüne biriktirdim ne de olsa güzelliklerden arta kalan kırıntılardı basmak günahtı. Kuru kelimelerim var dilimle ıslatamadığım hecelere batırıyorum nemli nemli asıyorum deftere boğazımda düğüm düğüm gururun ayakları serbestçe dolaşıyor arada ayağı takılsa da sevda tünelinde yolunu buluyor nasılsa boğazımda kılçık gibi takılan sevi sözlerim yurtkunsam yutkunamıyorum satırlar çığlığımı örtüyor ve gönlüm her şiir de biraz daha yatağa düşüyor. Bazen; ilham perisinden bahsediyorlar görüyorum, duyuyorum hergün mü kelimeler katledilir bu kadar deniyor hergün mü bir acının üstü mutlulukla örtülür kelimeler bu kadar mı savrulur kuru bir yaprak gibi sayfaya bu kadar mı savruğum rüzgarlarla yok olan bir kırlangıç gibi halbuki yuvamı hep en tepeye yapardım ne zaman düşürüldüm bu kuyunun en dibine. Topu topu gönlümün sayfalarını kirleten bir elin beş parmağını geçmez ama bu kadar mı anı biriktirilir zulada bu kadar mı serilir şiirde her şey ortaya bu kadar mı yılların süzüldüğü acılar kadehde masaya vurulur ve anılar her seferinde gelip baş köşeye kurulur.. Dur desem kalem alıp başını gidiyor ben yalnız başlangıç kelimesinin üstünü çiziyorum kırmızıyla gerisi kendiliğinden dönüşüyor siyaha boş bir çuval gibi ben kalıyorum ortada. Deve kuşu gibi kafamı gömesim var hecelerin içine yokum demek istiyorum ben diye biri yok şiirlerde yaşayan şiirlerde ağlayan şiirlerde ölen biri var ama ben kayıp Atlantis gibi kayboldum kendimi ben bile bulamıyorum.. Yapraklar dökülür zamanı gelince her sayfam dökülürken içimden baharı beklemek ne zordur yeniden ki bahar da asıl kolum kanadım kopar benim yeniden canlanmanın bedeli yalnızlıkların yorgunluğudur aslında.. Ayvazım DENİZ |
dolaşmaya çıkan kalemin
beyaz sayfaya bıraktıkları
ay'ın yıldızları güneşle kandırması gibiydi
ve de güzeldi
tebriklerimle şair