BU BİR DEVRÂN Kİ, HER AY TUTULMASINDA YENİDEN BAŞLARBir rüzgardı bizi ordan oraya savuran, Sen, ey, yüreği sevda yüklü kervan... Duy sesimi, çağrımı duy, duy beni... Düştüm, kuru yapraklar misali yoluna... Bu bir devrân ki, her ay tutulmasında yeniden başlar... Yürek yangınım, Dört yanım alev, kıvılcım, Gel, duy sesimi, sana ezelden muhtâcım... Göklerimi saran karanlığıma çerağ ol, Sar sînene, yanan bağrıma bir damla su ol. Gel, dol kalbime, yer olmasın başka bir sevgiye orda, Sar, bir azâbta ki rûhum, gel, kol kanat ol... Suskunluğum içimin ateşinden, Duman duman yükseliyor âsumana âhım, Sensiz hiç olmuyor ki inan sabâhım. Bilmedin, Görmedin, nasıl, nasıl bir baht-ı siyâhım... Bir zulmet perdesi ki, kaplamış ufkumu boydan boya, Bir esâret bahçesi olmuş dünyam, Esîrinim ey, sevdâ ışığım... Bir mücrim gibi, ağlar, inlerim sabâha dek, Yollarıma demir ağlar örmüş sanki felek... İçimden söylerim, kimse duymaz, bin bir içli gazeli, Kazınmış, yanan alnıma bu sevda ezelî... Uzansın, Yarâb! Uzansın, yarama o yârin şefkât eli... Uçursun saçlarımı yâre, ılık bir seher yeli... Görsün, hâzanı nasıl bahâra çevirir sevdâ... Yaslamış başını kurumuş dallara, mırıldanarak, Dinlesin sesini, aşkla inleyen güz güllerinin... Sesi ne hazin, ses verir çağrısına uçuşan kuşlar, Yuva yapmışlar üstüne, bu aşkın küllerinin... Ümit yıldızları dökülür, serpilir saçlarıma, Umut dağlarında sesleri aksederken, Kim bilir, bir güneş daha doğar, müjdelerle, Kim bilir, Kim bilir, bir gün yüreğimde kuşlar raksederken... Hâlenur Kor |
Nakış, nakış işlenmiş şiirde
Ve ulaşmiş okuyanın gönül teline
Kutlarım usta kalemi ve yazdıran sevgi dolu yüreği hoşa kalın