Suskun Harfler
Suskun harfler dolanıyor dilime, birazdan usul usul yerlerini alacaklar
Önce a ş k elbette "Alemin özü kıymetini bilenlerin göz bebeği" Her an teyakkuzda ve her an her uzuvda; Keşkeler, eyvahlar, ancaklar "Anarşist ruhlar özgürlük isterken" sevda bahçelerini mahpusa çevirip bütün dalları kırdığında Bir daha nasıl açsın çiçekler İmkansızın zaferi olur mu? Diren ey gönlüm! Desende o üç harf hep uçuşacak sonsuza kadar Sonra g ü l Alı beyazı pembesi hatta tahayyül ettiğinde mavisi, hepsi sevdalıymış bülbüle; Bülbül ne yapsın? Asırlardır gece gündüz gibi bir birini kovalarken gülle bülbül, biz onlara şiir yazmaya devam edeceğiz galiba Hiçliğin olmadığı bir sevgidir onların ki, hiçlik var gibi görünse de özde değil sözdedir belkide Günahsız bir ömrün tadı yoksa eğer, daha çok güller bülbüller görecek bazen hüzünlü, bazen şen bahçeler Ve elbette bahtsız b ü l b ü l Gülün hali senden beter, hele bir gül ey bülbül! Sen göçebe değilsin, hep gülün yüreğindesin, mevsimler uzaklaştıramaz seni misk-i amber kokulardan Yanık yanık ötersin ya, neşeli bir şeyler söyle, uzaklaş artık bitimsiz korkulardan... Bir de a y r ı l ı k demeli Ayrılık olsa da hicranın emeli, vuslat bir adım ötede ona, yeter ki uzanabilsin eller bir birine Burjuva kültürünün bir parçası olmuş hüzün, oysa nice aşıklar hicranı bile aşk için seve seve yaşamadı mı? "Sonsuz olanı, sona indirgeyen" Bizler değil miyiz? Bizler değil miyiz ayrılıkları yaratan? Yoksa hüzün bizler için bir fantezi mi? Bir düşünsek bulacağız da, göz yaşı akıtmaktan vaktimiz yok ki? Felsefe kitaplarına hiç mi hiç kulak asmadık. Onlar "Kendin olmayı telkin ederken" Ne kendimize ne başkasına yar olamadık Varsa yoksa ağladık. Ağladık ayrıldık, kavuştuk ağladık. Vuslatın bile tadına varamadık... D e n i z desem Martı diyeceksiniz, yakamoz diyeceksiniz, mehtap diyeceksiniz, gerçekten samimi misiniz? Ateş olsak külümüz denize, kuş olsak kanadımız denize...Hani nerede kaldı gizem? İki sevgili el ele sahildeysek, hep martılara simit mi atacağız sevdalı yüreklerimizle Birisi başka bir şeyler anlatsın bana... Anlatsın ki inanayım denizlerin aşklardaki yerine... Ve başım g ö ğ e erdi, az sonra noktayı koyacağım Çünkü g e c e diyeceğim, k a r a n l ı k diyeceğim, ö z l e m diyeceğim, y a l n ı z l ı k diyeceğim size... Var mı dahası? G ü n e ş, y ı l d ı z l a r ve a y, vay vay vay... Peki ya ö l ü m desem, boş verin en iyisi, başımız sıkışınca onu hep söylüyoruz zaten. Burada bitti işim. Ben hep şiir yazmaya hükümlüyüm. İşim suskun harfleri yerli yerine koyup sonra da dans ettirmek Yüreğim yettiğince, dilim döndüğünce, sesim erdiğince, işte öyle ince ince... Yazan ve Seslendiren Mehmet Fikret ÜNALAN |
Yüreğim yettiğince, dilim döndüğünce, sesim erdiğince, işte öyle ince ince...
ÜNALAN Hocam Farklı bir çaılışma okudum sayfanızda alışıla gelmişliğin dışında dışına ve çokta hoş olmuş
Yorum oldukça güzel İNSAN KENDİNİ ŞİİR DİNLETİSİNDE ZANNEDİYOR. Ben o duyguya kapıldım TEBRİKLER VE ALKIŞLARIMI SAYFANIZA BIRAKIYORUM.