ŞAFAK BİZİZ, TAN BİZİZŞiirin hikayesini görmek için tıklayın Bu şiirime eşlik eden arkadaşlarıma sonsuz teşekkür ediyorum.
___________________________________________________________________ BİZ KİMİZ? Bakmayın şu anki perişan hale. Sanırsın âlemin zülüyüz bizler. Neslimiz bu değil dinleyin hele. Aslında Resul’ün gülüyüz bizler. Sığmayız saraya, sığmayız köşke. Sevdamız başkadır, aşkımız başka. Allah der yanarız gelince aşka. Keremin Aslı’nın külüyüz bizler. Memleket Ulubat, adımız Hasan. Bizans’ın suruna bayrağı asan. Kürşad’ız kırk yiğit, saraylar basan. Hepimiz apayrı deliyiz bizler. Gâh olur benzeriz coşkun çavlana. Coşunca üç kıta yetmez cevlana. Gâh Yunus oluruz gâhî Mevlana. Hem Hacı Bektaş’ız Veliyiz bizler. Hainle, lâinle olmaz işimiz. Haramla kaynamaz bizim aşımız. Yezid’e eğilmez asla başımız. Hüseyn’iz, Hasan’ız, Ali’yiz bizler. Gâh olur sılaya, yâre ağlayan. Bir tel saça koca gönlü bağlayan. Gâh olur yarayı odla dağlayan. Veysel’in sazının teliyiz bizler. Konu vatan ise yürek yanar da, Durmayız susarak kıyı, kenarda. Coşarız Sakarya, Dumlupınar’da. Aras’ın, Tuna’nın seliyiz bizler. Batının şaşkını, süslü madamı, Titredi görünce benim Ata’mı. Gördüler İzmir’de Hasta Adamı. Hiç kimse sanmasın ölüyüz bizler. O cevher tükenmez duruyor içte. Bismillah deyince geliriz vecde. Yalnızca Zîşan’a ederiz secde. Sadece Rahman’ın kuluyuz bizler. Dinle bak ne diyor şu âşık Sami Bizimdir cem evi, bizimdir cami. Zalime hasımız, mazluma hami. İslam’ın bükülmez koluyuz bizler. Sami Biberoğulları ++++++++++++++++++++++++++++++++++ GÜNEŞ BİZİZ, AY BİZİZ Sevdanın dergâhları kurulmalı acilen Nice ulemâ, eren, yetiştiren boy biziz Şûramıza buyursun, bizi kendinden bilen Âlemi aydınlatan güneş biziz, ay biziz Ne riyamız olmuştur, ne art niyet fikrimiz “Allah Allah!” nidâsı her asırda zikrimiz Yalnız ona senâmız, yalnız ona şükrümüz Rızasına sığınıp, amel eden huy biziz Küfür tek bir millettir; fark etmez adı sanı Esasında aynıdır hepsinin de lisanı Her çağda, her dönemde nefretini kusanı Adalet kılıcıyla tâbi kılan bey biziz Truva atlarını soktular içimize Bin bir hile hurdayla kıydılar nicemize Zehirler akıttılar bal küpü fıçımıza İşte böyle anlarda hançerede “vay” biziz Çanakkale ruhundan bîhaber yeni nesil Nefsinin amadesi, bilmiyor erkân usûl Aslanı uyuttular, ne yazık usul usul Eskiden derya idik şimdi ince çay biziz Yedisinden yetmişe aşk ile diyelim “Hû” Âbâd eder her hamı kâmillerin gürûhu Şaha kaldırmalıyız takva yenli bu ruhu Doğu ile batıyı buluşturan ray biziz Türk-Kürt diye bölünüp, ayrışmak neyin nesi? Aşkın yolunda birdir Alevi’si, Sünni’si Hepimizin gönlünde selâmet temennisi Kardeşlik ülküsünde düğün biziz, toy biziz Aciz Mithat arzeyler hakikatin sözünü Güldürmemiz farz oldu insanlığın yüzünü Takip edip sürmeli Ehlibeyt’in izini Kur’an’a hadim olmuş en şerefli soy biziz Mithat Kararmış ++++++++++++++++++++++++++++++++++ UFUKTAN SÖKEN BİZİZ Asya’da, Avrupa’da zulmete göğüs geren Mazluma kucak açan sığınak mekân biziz Yıllarca, asırlardır şu dünyaya yön veren Padişah’sa Padişah, Hakan’sa Hakan biziz Mehteranı duyunca, Allah deyip coşarız Top, tüfek yoksa eğer, süngü takıp koşarız Konan setleri yıkar, kaba sığmaz taşarız Tuna, Sakarya, olup, deryaya akan biziz Akacaksa kanımız, helali hoş sayarız Yüreğimizin her bir zerresinde duyarız Kitabımız Kur’an’dır, bizler ona uyarız Vicdansız olanların üzerine çöken biziz Çin, Moğol, Tatar hepsi üstüme abanmışken Elim ayağım bağlı, nefesim tıkanmışken Umuda çıkan bütün yollarım kapanmışken Ergenekon’u yırtıp, delerek çıkan biziz Durmadan koştuk durduk zaferden zaferlere Kosova’da, Mora’da, ok yağarken erlere Yarı canlı girdik hep, daracık mezarlara Aşılmaz denen, nice surları, yıkan biziz Daha dün Çanakkale geçilmek istenince Karaya doğru tüm gücüyle yüklenince Yürekler ağza gelip, gönüller dağlanınca İşgalci düşmanları, denize döken biziz NURANİ; Ulu Hakan, Fatihlerin torunu Horlanıp ezilenler, onun bir tek sorunu Dünyada sulhun hâkim olacağı yarını Kurmak için ufuktan parlayıp söken biziz Osman NURANİ ++++++++++++++++++++++++++++++++++
.
. Bizden olmak kolay mı? Nice başlar vermişiz Ceddimiz Osmanlı’nın mülkü bu vatan biziz Üstünde Cennet kokan, gonca güller dermişiz Her karış toprağının altında yatan biziz “Has dur, haydi, ya Allah!” dediğinde mehteran Destan yazdı yiğitler; rehber Nebî ve Kur’an Boran olup eserdi nerde görse bir tiran Üç kıtayı zilletten izzete katan biziz Yakıp yıkmadık asla, mamur ettik dört yanı Bu muhteşem tablodan bîhaber kalma, tanı Her biri çağ ötesi, nesle miras kalanı Kutsal emanetimiz bilip donatan biziz Gök kubbenin bağrında bayrağımız gururla Şahlandıkça yaşarız yeryüzünde onurla Yıldızını parlattık imanımızdan nurla Alı solmasın diye canı kanatan biziz Düsturumuza göre, edepten doğar usûl Fermanımız kesindir: Adâlettir son fasıl Karıncayı incitmez yüreğimiz velhâsıl Ayırmadan kimseyi şevkle kuşatan biziz Mahzun ay, ölgün yıldız yakışmaz Kehkeşan’a Görkem yakışır ancak Hak zikriyle coşana Ne kadar şükür etsek azdır yüce Zîşan’a Secdede kalplerini aşkla çatlatan biziz İmandan yoksun olan mânen inkırâz bulur Küfre çıkan yollarda bin türlü maraz bulur Ümidi hâlislerse, elbet dil-nevâz bulur Bâtılın sultasına vicdanı satan biziz Kalûbelâ’da verdik sözü, elhamdülillah Şirki reddedip deriz her dem “Amentü billâh.” Noksanlıktan münezzeh, azimüşşandır Allah Sapmayıp sağa sola, ahdini tutan biziz Bakmayın üstümüze çöken mel’un geceye Aslı dev olan haydar çevrilemez cüceye Boyunduruğa gelmez, kükrer millî seciye Tek başına kalsak da zalime çatan biziz Karanlıkları boğan şafak biziz; tan biziz Mücella Pakdemir xxxxx |