4
Yorum
9
Beğeni
5,0
Puan
1593
Okunma

bırakmıştım kendimi kimsesizliğe serkeşce
kalbimin söküklerine teyel atıp
bütün içtenliğimle ben sana geldim
sayki yok çıkmazı hiç hayatın
dünyanın puştluğunu yaşamak gibi bir gailesi yok
arta kalan hayatımın
hıncını almak gibi bir hesabım yok
yaşanmamışlıkların
çarpmaları bölmeleri çıkarmaları hiç yok
bir serüven peşinde olmaklığı ise asla yok
ben sana geldim
bu benim için artık son durak
tüm yalınlığını takınıp halimin
hesapsız kitapsız sana geldim
bütün sürprizlerine açığım
adı aşk olarak sunacağının
misal kuşun olayım kafesinde
özgürlüğün adı sen ol
hapset yorgunluklarımı
hapset hiçliğimi varlığınla
son nefesim
yaşam sebebim ol
meşk olsun adı eylemin
ağır aksak dahi olsa birlikte öğrenelim
dudağından dökülecek bir tatlı kelamla
mest olsun yüreğim
yüreğim kırık yüreğim çok kırık
kanatlarım yaralı
konacağım son dal sığınacağım budak ol
kanatmadan yaramı halim hatrım sor
ben sana geldim
azgın dalgalar aştım
ellerim can kırığı dizlerim yol yorgunu
kah alabora olup dibi boyladım
kah zirvelerde bir nefeslik yer aradım soluklanacak
her tadına vakıfım hayatın
her acısıyla yakınlaştım
varlığın telaşına da
yokluğun arayışına da aşinayım
bütün telaşlarını yok sayıp hayatın
ben sana geldim
bir sana geldim
kaşif değilim keşfedeyim bilinmeyenlerini
alim değilim çözeyim aşkın şifrelerini
bildiklerim yanılttı
bilmediklerim se hep ürküttü
korktum bilinmeyenlerinden hayatın k o r k tum
ürkek bir kuştum bilinmeyene uçtum
çırpındıkça yağmurlar düştü üzerime
biteviye ıslandım
yazdıkça kış vuruyor kıyılarıma
geçmiş gelecek hepsi yakınımda
beklemiyorum hilafsız bütün kapıların aralanacağını
ardımda bırakıp cümle telaşları
varını yoğunu çıkınına taşıyıp hayatın
ben sana geldim
al götür avareliğimden
bir düş sun
bahar kadar güzel
bir düş sun
ben sana geldim
05.0.2014
ferhan erdoğan
5.0
100% (7)