Sana Gelsem Usulca
Bir an gelse yensem korkularımı
Devirsem bütün duvarlarımı yüreğimde Çıkarıp atasam üzerimden Gurur denilen şu mel’un düşmanı Bir çocuk gibi tertemiz olsam bir an Ve karartsam gözlerimi Ama olsam sen baksam her şeye Tahir olsam, Ferhat olsam veya Kerem Sana gelsem usulca Hiç kimseler görmeden Hiç kimseler duymadan çalsam kapını Bir keman teli gibi hisli namelerle Ve açsan mabedinin Nakış nakış işlemeli, mühürlü kapısını Buyur etsen yüreğine bu avare gönlümü Su serper gibi ateşime, baksam gözlerine Kaybolsam gözlerindeki denizde Baharı koklasam teninde Bilinmez diyarlara aksam Berrak nehirlerde bir damla su olsam Rüzgarla dalgalanan saçlarını Başakları sevsem omuzlarına dökülen Titreyen ellerimle aheste aheste, Usulca, hiç bilmesen saçlarında gezinen ellerimi Gelincikler gibi dökülmeden yaprakların Sevsen seni son nefesimide bitirir gibi Yeni baştan yazsan beni bir kitap gibi Kimseler okumasa senden başka Yada gergefine alsan beni Nakış nakış işlesen ipek mendiller gibi Senin olsa bütün mahremiyle ömrüm Rahmi HATIL |