Sizi TanımalıydımSizi tanımalıydım ah Sözleşmeliydik kaçak bir pazar gününe Öğleden sonra olmalıydı, Kızılay’da eylem için toplanmalıydık, öldürülen çocuklarımız için. Pankartlarımız ellerimizde hiç tanımadığımız binlerce insanla omuz omuza yürek yüreğe başka çocuklar öldürülmesindi. Bilmemeliydiniz başka yerini bilmediğimi Ankara’nın Yakamdaki kızıl karanfilimden seçmeliydiniz beni Ben sizi kızıl saçlarınızdan ve eski yaralarınızdan derinde sakladığınız. Aklınız bende olmalıydı ama benimki sizde zaten. Selamlaşmalıydık önce kara önlüklü halimizle Yanaklarımızda kızıl güller mahcup gülüşlerimiz Dostluk veren beyaz gösteriler dişlerimizde İçimiz ak, kirlenmemiş henüz çok yüzlülüklerle İnce hesaplarla, kitaplarla entrika yüklü. Akmalıydık arı dillerce birbirimize Kahve kokularında sade Şiirler içmeliydik katışıksız, bilmediğim bir kahvede. Şimşekleri çakmadan dünün Kaygıları düşmeden yarının Yaşatmalıydınız o sevi öncesi hallerini kelebeklerin. Anlatmalıydınız içten Korkmadan dıştan Sarkmadan uçurumlarına kahrolası dünyanın -tanısaydınız beni öyle yapardınız- El ele tutuşmalıydı sesinizle kulaklarım ağır İşiten olmamalıydı benden başka Sözlerinizin dolambaçlarında mutlu ben Saklambaç oynarken dinlemekte çocukça Uçurtmalar uçurarak gözlerinize Saçlarınızdaki çavlanlardan serin sularına içinizin -bulut olmalıydım sizden oluşmuş söz olmalıydım sessiz, iz olmalıydım- atlayıp, siz belki ben, ben zaten siz. Sizi tanımalıydım ah Talan edilmeden meydanlar Sokaklar geçilirken O.C. sıkılmadan gözlerimize Coplanmadan, tutuklanmadan Sorgusuz sorusuz atılmadan içeri Fişlenmeden ikimizken Dönüp bakmalıydınız bana Yüzüm sizdeyken, ufalanmadan sözlerim Anlamını yitiren şarkıyı/korkuyu henüz sevdaya belenmiş avuçlarıma bırakmalıydınız. Sizdeyken, çok kendinden geçmişken Bakışlarım öyle sevgi ışıldarken, elâ Gözlerim yaşarınca, koyu yeşil Bir kez bakmalıydınız. Açık badem çiçekli bahar atlamadan zamandan, ben size siz bana akmalıydınız. Ölmeden hiç birimiz Kurulmamış rastlaşılmış. mıydı? Geçip gittiniz tanıyamadan sizi Beni hiç tanımıyordunuz Fark etmediniz İç çektim duymadınız iç sesimi Sezmediniz Bakmadınız hiç, görmediniz. Ben/mi/ kurguladım sizi Yoktunuz Yok muydunuz? Dağladınız Olsun Halktınız Haktınız Ağladınız, bomboş içime yakarak aktınız. Sizi tanımalıydım ah! MGA |
bir şeyler eksik kalır..
bu baharda atladık badem çiçeklerini
varsın olsun desek de
hiç bir şey eskisi gibi olmayacak artık
o zamanlar tanışmak vardı
o zamanlar sevmek