SÜRGÜN ADAM
Yıllardır ölümüne savunduğun
Kuş uçmaz kurt geçmez Kara gözlerindeki son kale düştü Ard arda yıldırımlar Depremler, koca koca dağlar patlarken Gökteki yıldızın kaydı şimale düştü Ey sakin göllerden daha durgun adam Yaralı bir kuş misali Avcının kanlı ellerindeymiş gibi Çırpınan kor gözlerinden jale düştü Girmez artık sevda düşüne Hayallerinse gözlerin gibi başıboş Rüyalarsa küstü, sükutu hayale düştü Bak, denizin diplerine vurgun adam Unutulmuş bir fotoğraf gibi kitaplar arasında Kadim bir ağacın yaprakları gibi Sararan ümitler istikbale düştü Sönmeyen yangınlar Sorgusuz sualsiz yargılar sonrasında Kavrulan yüreğin halden hale düştü Mermer eşiklere düşen yorgun adam Gözünden sakındığın Uğruna, uğursuz düşler gördüğün Gülün soldu, gülistana nale düştü* Acı üstüne acıyla örülürken hayatın Dert ile mest olurken Gözlerin tarifsiz infiale düştü Yüzyıllardır aynalara dargın adam Kahır dolu sinende Dantel dantel işleyip, ilmek ilmek ördüğün Sevda dert oldu, boynuna lale düştü* Köşe bucak arayıp , her yardan düşüşü Tevekkülle hayra yorarken Vuslat milyonda bir ihtimale düştü Sesten sessizliğe doğru sürgün adam. Muhammed Mehmet Gül Nale:İnilti Lale:Ağır hapis mahkûmlarının boynuna geçirilen demir halka. |
Kuş uçmaz kurt geçmez
Kara gözlerindeki son kale düştü"
çorak ıssızlığına bile sevgilinin
ne savaşlar veririz değil mi
ve elimizde kalan yalnızlıktan gayrı bir ganimet te mutlu etmez bizi...
saygılarımla