ZAMANLA YARIŞ DOSTUM
Gün yirmi dört saat der dakikalar sayarız.
Zamanın kıskacında fark etmeden kayarız. Hiç acele etmeden hep zamana yayarız. İki kapılı handa yol var bir karış dostum. Hep güzel şeyleri yap zamanla yarış dostum... Gönlünde sevgi coşsun, dilinde güller açsın. Dualarda buluş ki Rabb’im merhamet saçsın. Cana ,canana kıyma şefaate muhtaçsın. İki kapılı handa yol var bir karış dostum. Hep güzel şeyleri yap zamanla yarış dostum. Gündüz fener söndürür, gece yönü döndürür. Vicdan muhasebesi ölmeden de öldürür. Haset ve kötülükler nice ocak söndürür. İki kapılı handa yol var bir karış dostum. Hep güzel şeyleri yap zamanla yarış dostum... Hatır sorarsan elbet hatırlarda kalırsın. Yaptığın iyiliğin mükafatın alırsın. Fesatlık yapar isen elbet yaya kalırsın. İki kapılı handa yol var bir karış dostum. Hep güzel şeyleri yap zamanla yarış dostum. Ham yiyende kabarır safra , soluk almazsın. Kazık çakan yok burda sen de geri kalmazsın. Kıyamet de gerçek var, hiç hayale dalmazsın. İki kapılı handa yol var bir karış dostum. Hep güzel şeyleri yap zamanla yarış dostum. Emine Balı Oğuz |
Hep Senin Yüzünden Oldu
Şair ve Yazar Yavuz Bülent Bakiler’in yurdun çeşitli yörelerinde verdiği konferanslar, radyo ve TV larda yaptığı konuşmalar neticesinde sesi kısılır. Ses telleri arızalanır, öyle ki, bir ara, hiç ses çıkaramayacak durumlara düçar olur. Ameliyat olur,arıza giderilir.
Kısa sürede konuşması da düzelir. Ancak, bu arada, fazla konuşmasından dolayı yüzünün sağ tara- fında bir de kısmî felç oluşmuştur. Bunu gidermek için, ayrı bir tıbbî müdahaleye muhtaçtır. Bir yakıniyle birlikte, bindikleri araba ile hastahaneye giderlerken çep telefonu çalar. Arayan, arkadaşlarıdan Şair Nurettin Uytun’dur hal hatır sorup, Bakiler’in sağlık durumunu öğrenmek istemektedir.Yavuz Bülent Bey durumu izah eder ve hemen Nurettin Uytun’a hitaben: Nurettin Bey, Hocam hep senin yüzünden oldu. “Hep sağdan konuş, sağ konuş, sağdan konuş” deyip durdun. Ben de sağdan konuşa konuşa bu hale geldim, diyerek nükteyi patlatır.
Nurettin Uytun ise: Sayın Bakiler, bu deyişiniz bana, Merhum Alparslan Türkrş ile Merhum Serdengeçti Osman Yüksel arasında geçen bir diyaloğu hatırlatmaktadır. Müsaadenizle anlatayım, der ve şöyle anlatır: Alpaslan Türkeş hastahanede yatmakta olan titreme hastası (parkinson) Serdengeçti’yi zıyaret eder. Hal hatır sorup sağlık temennisinde bulunur. Hastalık sebebini öğrenmek isteyince
Serdengeçti aniden “Sizin yüzünüzden oldu!” der. ‘Türkeş, “Bir kabahatımız mı oldu Sayın Yüksel” der, Serdengeçti hemen nükteyi patlatır ve “Daha nolsun Albayım : ‘Ey Türk, titre ve kendine gel !’ dediniz, ben de titremeye başladım. Ama, bi türlü kendime gelemiyorum!” cevabını verir.
Bunu dinleyen Şair Yavuz Bülent Bakiler, ikinci nüktesini patlatır ve: “Aynı soydanmışız” der. : 02.04.2014 Erenköy/İSTANBUL: 02.04.2014
Derleyen: Mustafa Alper Tunga UYTUN - Erenköy/İSTANBUL: 02.04.2014
.............................. Saygı ve Selamlar...