14
Yorum
28
Beğeni
5,0
Puan
2341
Okunma

‘’Kantarı bozuk terazi tartarken ağırlığı derinliğinde kaybolduğum alemin boynu bükük’
Dipsiz kuyunun kuytusu saf kan susuzluğa iç içebilirsen
Yerme beni istemem
Bir çok hikayenin yarısından döndüm
Ne çok yandımda geçmişime
Simurgun odu olupta yeniden küllerimden doğdum
Derme beni istemem
Binlerce elde demetimde goncayken soldum
Bilme beni istemem
güne düştümde gecelerde kayboldum
bilme beni istemem
bir çok mecmuada bulmacaydımda yanlış çözüldüm
görme beni istemem
sırra kadem aynalarda yok oldum
duyma beni istemem
çığlık idim suskularda lal oldum
uzun lafın kısası
el oldum notalarda es oldum
Bir b/aşka y/azasım var
Edebi bir kenara itipte
Pervazsızca her şeyi hay/kırasım var
tutarsızlıkları etiketleyipte p/azarda ulu orta s/atasım var
zer zevatı önüme koyupta
Çerine çöpüne bakasım var
Pişmiş aşa su katıp ortaya koyanlara
Kepcenin sapından tutturupta buyur edesim var
çok şey diyesim var
Yada sus pus olup
Özüme sözüme küsesim var
Yatağı döşeği unutupta
Kuru bir yerde yatasım var
Dahada bir şey sorma bana
Çeketimi asıp bu alemin kapısına
Sessiz sedasız çekip gidesim var
‘’ sözün özü susmaksa başka söz ne gerek gönül gözün açıksa gören göze ne gerek’’
Can Cezayir AYDEMİR
5.0
100% (27)