YOKLUĞUN ÇOCUK...Uyuturum küçücük düşlerini avuçlarımda, Acının solgun rengi düşerken pembe yanaklarına, Gözlerinde teslim bayrakları, Ömrümün kirlenmiş sayfalarına inat... Seninle ,yürümek bildiğim yolları, Keşfetmeni beklemek ,yaşama dair tüm renkleri Dünyanın ,adımların kadar küçük olmadığını, Kuşların uçabildiğini,balıkların yüzebildiğini Ve babaların bir gün çekip gideceklerini ! Seninle acımak ,düştüğünde kanayan dizine, Ve terkedilmeyi bu kadar erken öğrenmen, Susman,küçük dudaklarını büzüp neden araman Resimlerdeki eksik nefeslere... Yokluğun çocuk, Benim kara kışlarım olurdu, Soluksuz düşerdim minicik avuçlarına, Ama bilki sokaklar doğurmuyor ihanetleri, Bu kelimeler ağır gelirken küçücük omuzlarına, Terkedildiğinde üşüme diye giydiriyorum güveni sırtına, Yokluğun çocuk, İstediğin resim karesinde olamamak, Uçurtma mevsimi nasıl canım yanar bilir misin Bizim uçurtmamızı senin her doğum gününde vuruyorlar zaten... Şimdi en başa dönelim doğum sancılarıma, Zeytin gözlerine dönelim, Gülümseyen bakışlarla seni bekleyen herkese, Eksildik ,birimiz yenik düştü ağır aksak ihanetlere.. Yol bizim ,yolcu biziz.. Başarılar,anılar,hayat tüm düşman bakışlara rağmen güzel savaşlara,açlıklara rağmen nefes almak ,onurlu yaşamak Bir eksik bir fazla ,yol uzun çocuk... Mutluluk gülümserken etiketlenmiş gülüşünden Işıyan seher vakitlerinde Bin duamsın, Ayağın acıya takılmasın.... ANNEN..... |