Sabaha kavuşmakta olan gecenin, son demi gibi karanlık Ölmekte olan bir bedenin, anlamsızlaşan dünyaya bakışı kadar alaycı suskunluğun kuru bir sünger gibi emiyor, varlığınla sulanmış yüreğimi Köle düştüm yokluğuna; gönülgönül esir pazarlarından sor beni
Kokladım; bir zamanlar hüznünün, mutluluğunun sindiği harabe duvarları
Sevdim; senin gözünden bakar gibi bir daha geçmişe giderek ruhunda iz bırakmış her şeyi
Bir âmânın değneği gibi seninle tanıdım bu şehrin bilinmezliğini
Ara sokaklara tünemiş ne kadar solgun yüz varsa sandım ki arta kalmışlar benim gibi ölüyü dirilten gülümsemenden
Düşmanlarımı korkutan heybetim yok Azmim, cesaretim uzak!!! ölü çıkacağı çarpışmalardan
Oysa sevgimin korkuttuğu yürekler var sevilmekten ürkmüş sevgilim
Sen ısısı sana değmiş bir ateşten korkarken ben bütün yangını ile içimde taşıyorum Sen onun sıcaklığından ürkerken ben yüzüne haykıracak cesareti buluyorum Seni sevdiğim renkten, kitaptan, filimden, sana ait olmayan hiçbir şeyden değil Senin için büyüyen, sana olandan haberdar ediyorum
Eğer o tanrı ki; kendini beş vakit aklıma düşürmek için dünyaları yaratıyorsa Yarın, beş vakit aklımı çalanı değil yaratığı aşkın acizliğiyle O’ndan bir parça olanı sevdim diye beni cezalandıracaksa kim inanır ki ona… ”
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.
Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Esir Düştüm Yokluğuna şiirine yorum yap
Okuduğunuz şiir ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
Esir Düştüm Yokluğuna şiirine yorum yapabilmek için üye olmalısınız.