ÖLÜM KOKAN ŞEHRİN ELLERİ ISINMAZHadi yürü be gülüm ayaklarını geçmişin çakıl taşlarına vura vura saatleri ayrılığa kura kura ardına bile bakmadan çiğne git ne varsa ölüm kokan bu şehirden. Kuru soğuklarda üşüyen ellerime aldırma baharı sakladım avuçlarımda senden sonra süreceğim alnıma Onca yangını soğuk nefesimle söndüren ben buz dağlarını içimde saklarken keder eğreti duruyor üstümde denedim biliyorum Dudaklarımda gizli bir sevda karanlığından öpemezsin gülüşüne çıkart gözlerimi bu şehir gölgesiyle kavga edenlerindir. Sen anlamazsın gülüm ışığı siper eden alaz gecelerimde şehrin üstünde duran sitemin gölgelerini bir kadının eteklerini toplayarak baldırlarını göstere göstere ölü şehrin üstünde topuklarından çıkan haşin hıçkırık seslerini yumulu zannedersin acıları kucaklayan gözlerini göğsünden damlayarak ak sütüne karışan yalnızlığı sadece öpersin hırpalanmış dudaklarından bir merminin soğuk gülüşüne kanarsın. Aşk çığlık çığlığa son rötuşlrarını yapar bu şehre sen güzel kadının resimlerini sürersin kasıklarına karnını tuta tuta gülersin . Şehvetin soğuk terleri sırtından süzülürken üşüyen sarkıtlarını ısıtmak istersin ölü şehrin ellerinde ve sen bir teneşiri öpersin yokluğumda. Kavgam sevdayı ucube bir yatakta bir adamın koynuna sokanlarla aşk diye çarşafa dolanan kanın kokusu kusturur hep beni gülüm mucize bir çocuğun tohumları saçılırken ortalığa ah nerdesin be ölüm. Ayvazım DENİZ |