KERPİÇ EVLERİN YERİNE REDBRİCK KIRMIZI TUĞLALAR
Bir liman şehrindeydi şimdi,en çok tren istasyonlarını sevdi
kırmızı tuğlalı evler dar aralıklı sokaklar gece hayatı dahil üniversite kenti,St georges meydanına sanki köyden şehre inmiş gibi tuhaf tuhaf bakıyordu,bir restaurant ta yemek yediler annesi hala başarı yükseliş şöhret bir dolu ona göre yine geveze bir türlü susmayan sözleriyde bir şeyler saçmalıyordu Liverpool one isimli mağaza ve ünlü alışveriş merkezi onu bekliyordu şık kıyafetler çantalar başı dönmüştü,siyah çarşafından sıyrılınca değişik bir hisse kapıldı Üniversiteye gelince 1881 yıllarında kurulmuş Liverpool üniversitesi araştırma bilgi yenilik merkezi adı altında dünyanın her yerinden akan öğrencileriyle doluydu,30 ooo öğrenci ve 192 değişik ülke 4.700 çalışanı ile sanki dünyayı yeniden keşfedip şekillendiriyordu, akademik ünüyle meşhur,İngiltere’ nin en eski üniversitesi idi 4.000 den fazla uluslararası öğrencisi olup Victoria döneminden kırmızı tuğlalı üniversitede annesi İngiliz olması dolayısiyle çok şanslı Yemen’den bir kız vardı şimdi adı Malika aklına hala öğretmenim dediği o genç hayallerini kuvvetli parmakları ile hatta tırnakları ile batırıp çimdikliyordu,uyanan hayaller sahilleri özlüyordu hani şu bembeyaz olan vahşi denizlerini özlüyordu rengarenk seçilmiş akvaryum gibi deniz belinde keskin bıçağı ile yüzerken köpek balıkları vardı onun vahşi denizlerinde o vahşi doğayı hatırladı.. bir veda mektubu bırakmıştı herkese tüm arkadaşlarına ve ona da ,o Liverpool da iken çoktan ellerindeydi okunuyordu mektubu belkide.. KRALİÇE VİCTORY REDBRİCK KIRMIZI TUĞLALAR Nemli soğuk ülkenin havasına alışmak için bedenim zorlanır kimi suçlayayım? her tarafı deniz bol nimetleriyle rengarenk oysa ülkem soğuk ülke almış gitarı eline varlıktan mırıldanırken şu para saz çalan La Fontaine masallarındaki çekirgede hayıflanır harıl harıl toplayan karınca gelecek için şarkılanır dengeleri kopmaya başlarken tekrar örmeli miyim bir hırsla ? şu dünyanın lifleri çürüyor koptu kopacak sonunda kale ayni saha ayni oysa şu dünyada galiba her şey aklını kullanabilen dürüst oyuncularında işte yine paranın gücü şimdi olsa da avuçlarımda muhteşem bir üniversite geleceğim yazılır kan kırmızı tuğlalarında bu bir şans oyunumu? kuralsız zamanlarda sesi soluğu çıkmayanlar şimdi zengin konuşur gelecek için haklı olan onlar aslında fakirlik ötesi onca servetin içinde coğrafyada uyuşturan gat larda bu cennet nimetlerinde aklını kullanamayan mı ? yoksa da bencil insanlar hırsızlarla mı şu memleketimin kıyılarında bu nasıl kimlik nasıl benlik la kayıt davranışlarda ama bir aşk var onu söndüremeyecekler toprağım kumum sıcacık hala gülüşlerin sokaklarında baksana bu soğuk para gülmeyi unutturmuş bazılarına hatta hatta gülümsemeyi bile bir rekabet sorma çamura bulanmış parada kapitalist çizmelerinde ben ülkemi seviyorum ama fakir ama garip olsun varsın gülücükleri ısıtıyor içerimde varlığımın nedeni vatanım o sonuçta... BEN ÜLKEMİ SEVİYORUM HELE O RENGARENK DENİZLERİ BU EN BÜYÜK SERVET CENNET BUDUR ASLINDA HELE SIRDAŞIM O UZUN GAGALI GÜNEŞ KUŞU CHOLCOMİTRA NASIL ÖZLEDİM NASIL ANLATSIN O SAHİLLERİM SABAHI BEKLEYEN GÜNEŞ IŞIKLARININ VURDUĞU KUM TANELERİNİN YANSIMASINDA YEMEN’Lİ YÜZÜCÜ MALİKA’NIN AŞK HİKAYESİ |