Özsuları kan renginde kıpkırmızı olan ağaçlarını bırakacaktı,
yanlarına bol miktarda alıp götüreceklerdi inançları vardı kötülükler onlara asla uğrayamayacaktı yaşadığı evin kapı girişlerine süreceklerdi

çünkü o ağaçlar çok güçlü ve 950 yıl ömrü olan ağaçlardı

Antik Roma devrinde adı büyülü ağaç diye geçiyordu

O ise bir türlü ayrılmak istemiyordu oturup bir kenarıya ağlamak istiyordu ama yapılacak bir şey yoktu artık beyaz sahiller rengarenk okyanus vahşi doğa hayaller yerine nemli yağmurlu karanlık bir memlekete doğru yola çıkacaktı

Değişik bir kariyere gerek yoktu spor akademisine kaydı yapılacaktı Liverpool onu bekliyordu,ama mezuniyet günü son gece balosu arkadaşlarına veda edecekti nişan evlilik hayalleri ona göre değildi,kendine gelmeli ve bu ülkeye şampiyonluk kupalarıyla dönmeliydi

Hayat sanıldığı gibi basit değildi,hayallerini küçülttü bir kutuya sakladı onlar sahildeki midyeler ve bembeyaz kumlardı
söz veriyorum geri geleceğim dedi
antik çağlardan beri o filozofları,zenginleri,gezginleriyle büyülü denilen o yerler sır dolu gizemleri sesleri şarkıları baharat kokulu sokakları birde sadece kendine ait bir masal ile el sallayacaktı en yakın tarihte

Mersey nehrinin doğusunda bu şehir müzik futbol ve edebiyat dalında adını duyurmuş eski dönemlerden beri ticaret yapılan liman şehriydi

Beatles story isimli müze mumdan heykeller onların doğduğu kenti anlatıyordu üniversite sporun futbolun ismini yazdığı bir kentti en önemlisi liman kenti oluşuydu canı belkide sıkılmayacaktı


oranın simgesi Süperlambanana
onu karşılayacaktı zamanında sömürgecilik köle ticareti yapmış bu şehir onu köle olarak mı istiyordu yoksa?

YEMEN’DEN GELDİ O KÖLE

Restorantlar bir dolu neon lambaları yanıp sönen ışıldayan bir şehir
kırmızı tuğlalardan örülü yüksek evler dar sokaklar şimdi yağmur var
ilk tren hattının ördüğü ağ gibi raylar sesler kulaklarımda kayıyor
köle ticareti anılmış bu şehir köle mi alıyor beni şimdi?
yeşil ovalar çiftlikler besili hayvanlar o güzel kasabalar
hepsi şimdi göz boyuyorlar


ben bir köleyim şimdi beni istedikleri gibi yontacaklar
zenginmişiz artık çantama bir dolu Sterlin dolduracaklar
üzerimde kraliçelerinin tacı gibi parlayacak beni asaletle taşıyacaklar
öyle mi sanıyorlar?hayır hayır yanılıyorlar
ben bir adanın kumunu taşıyacağım hep çantamda
belkide bir kolye içine asacağım


hep olacak yanımda hayal içi rengarenk görselliğiyle
o Kraliçe beni büyüleyemeyecek
umurumda olmayacak şöhret ama para mı? elbet gerek
ben fakir ülkeme taşırken ısrarla
adımı duyup sevinecekler seyredecekler kafeler dar sokaklarda
onların o tatlı gülüşü yetecek bana
adım Malika
şampiyonları yazacağım
açtıkları gazete sayfalarında

YEMEN’DEN ÇAĞIRDIĞIN
HİNT OKYANUSUNUN
RENKLİ SULARINDAN
ÇEKİP ÇIKARDIĞIN BU ZAVALLI KÖLE
GELDİ İŞTE LİVERPOOL
EMRİNDEYİM ŞİMDİ
ALTIN KUPALARLA
KALABALIK ALKIŞLARLA
DONAT BAKALIM
O IŞILTILI ŞEHRİNİ

YEMEN’Lİ MALİKA’NIN AŞK HİKAYESİ