Söylediklerinizi duyurmak için kimseyi kolundan tutmayınız ; zira insanlar sizi dinlemeye arzulu değillerse, onları tutacak yerde çenenizi tutmanız daha hayırlıdır.-- chesterfield
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Dehri arasan binde bir âdem bulamazsın Âdem görünen harları âdem mi sanırsın இܓ
*Z.Paşa*
Chp'li Vekiller: ''Bize Adam Diyemezsin,Biz Adam Değiliz'' :D ...;)) ► 1:06► 1:06 www.youtube.com/watch?v=Z8V5_d1mmcE 20 May 2014 - Antisiyonist Cihad Erleri tarafından yüklendi Adama Olmadığını Söylemediğiniz Kalmıştı,Biz Biliyorduk Demek Ki Kendinizde Biliyordunuz... :D Facebook ...
இܓ
Zenaat gelir geçer sanat bakidir dik durur eserin uzun asırlar bağlar yine aynı ile vakidir ayağın altıda bazı nasırlar
sırtına giyin bir derviş hırkası isabet sözlerle şişir karkası şiire başlarsan gelir arkası herkese pek malum olmaz bu sırlar
eserin örnektir ileri devre bu işte nitelik sonraki evre ilham verir sana yeşil bir çevre ve hatta bahçede biten mısırlar
nicelikte şiir olsun treyler belki ulu mevla bizi pir eyler esasen temelde korkan bireyler verimsiz bir tarla kadar kısırlar.. இܓ
இܓ இܓ இܓ … ;) இܓ
இܓ ALLAH ve Hâdiseler Karşısında Peygamberâne Duruş இܓ Sızıntı / Başyazı - Temmuz 2009
Kendini Hakk'a adayıp da Allah'a dayanan insan, yürür vazife ve sorumlulukları istikametinde dönüp arkasına bakmadan. Bilir o nasıl bir kuvvete dayandığını ve kimin hesabına hareket ettiğini. Emindir hedefinden, yürüdüğü yolun doğruluğundan ve yol boyu bir lâhza olsun yalnız bırakılmadığından/bırakılmayacağından. Bu itibarla da o, hiç mi hiç fikrî, hissî dağınıklığa düşmez, teşevvüş ve tereddüt yaşamaz; mükellefiyetlerini derin bir şuur ve hassasiyetle yerine getirmeye bakar; sonra da ciddî bir iç huzuruyla neticeyi Allah'tan beklemeye koyulur; koyulur ve şe'n-i rubûbiyetin gereklerine karışmamaya fevkalâde özen göstererek hareket ve faaliyetlerini sadece ve sadece Hak hoşnutluğuna bağlar. O'nun rızasını, "olmazsa olmaz" bir esas kabul ederek elinden geldiğince bunun dışındaki bütün değerlere karşı kapanır ve sürekli nefsinin isteklerinden uzak durmaya çalışır. Bir gün gidip yollar bütünüyle sarpa sarınca ve ufuklar kararıp her yanda telâş ve endişe uğultuları duyulunca da, ne yürüdüğü yola kahreder, ne panikler ne de geriye döner; "Hakk'a dayanır, sa'ye sarılır, hikmete râm olur" ve Hz. Nuh gibi, "Yâ Rab, yenik düştüm; nusretinle teyit et."1 der ve bütün samimiyetiyle O'nun hıfzına, riâyetine sığınır ve O'nun lütfedeceği çıkış anını ve çıkış noktasını beklemeye koyulur.
Hak yolunda bulunmak, herkese Hakk'ı anlatıp Hakk'ı duyurmak ve yoldakilere yol âdâbıyla alâkalı rehberlikte bulunmak bir ibadet olduğu gibi, her şeyi Allah'tan beklemek, beklenmesi gereken hususlarda zamanın çıldırtıcılığına karşı dişini sıkıp sabretmek de bir ibadettir. İnsan bazen, daha ilk hamle, ilk hareket ve ilk şahlanışta hemen tevfîke mazhar olur ve aradığını bulur. Bazen de bir ömür boyu küheylan gibi koşar durur da, görünürde hiçbir şey elde edemez. Ne var ki o da sonuçta sabrıyla, ikdâmıyla ve niyetiyle kurtulur...
Bazen dünyevî hâdiseler ve dünyalılar yol vermezler insana; bazen de başa gelenler, altındankalkılmayacak şekilde çetin cereyan eder; eder de yıllar hep Muharrem gibi gelir geçer ve yollar gider Kerbelâ'ya takılır. Ne var ki, Hak'tan fermanlı gönüller, görüp duydukları bu şeyler karşısında ne sarsılır, ne sendeler ne de tereddüde düşerler. Her hâdiseyi, müteâl iradenin bir muamelesi kabul ederek, başa gelenleri imtihan sayar, imtihanları tevekkül ve teslimiyetle göğüsler, yolunu kesen töre bilmezlere insanlık dersi verir, her hareket ve davranışını, ötelerden gelen emirlere uyma inceliğiyle değerlendirir, bir gözü kendi tavırlarında, diğeri o müteâl kapının aralığında yürür himmetini dağıtmadan yücelerden yüce hedefine doğru –Hak rızası olan o hedefe canlarımız kurban olsun– ve hayallerini bile her zaman pâk tutar ağyar düşüncesinden.
İşte bu çerçevedeki bir sadakat erinin sevda ölçüsünde tek bir derdi vardır; o da, herkesin Allah'ı bulup O'na yönelmesi, değişik kulluklardan kurtulup sadece O'nun bendesi olması. Dur-durak bilmeden dolaşır çarşı-pazar ve sesi-soluğu gönlüne tercüman, bozulmamış her vicdanın kabulüne açık bir üslûpla sürekli inler durur; inler durur ve önüne gelen herkese:
"Vatandaşlarım, gelin yalnız Allah'a ibadet edin; edin ki sizin O'ndan başka ilâhınız yoktur. Bunu yapmazsanız müthiş bir günün azabının gelip tepenize ineceğinden korkarım."2 (Bu iniltiler, Nuh Nebi'ye ait nevhalardan sadece bazıları...)
"Ey kavmim, sadece ve sadece Allah'a kullukta bulunun; sizin O'ndan başka bir mâbudunuz yoktur. Hâlâ O'na karşı gelmekten sakınmayacak mısınız?"3 (Bunlar da Hûd Peygamber'in çığlıkları...)
"Ben size gönderilmiş güvenilir bir elçiyim; şimdi Allah'a karşı gelmekten sakının da beni dinleyin! Ben bu hizmetimden ötürü de sizden herhangi bir ücret istemiyorum. Benim ücretimi verecek olan Rabbülâlemin'dir."4 (Bu samimî ifadeler de o adanmış ruhların müşterek beyanı...) der, her zaman gönlünün nağmelerini duyurur ya da duyuranların yardımına koşar; koşar da: "Ey kavmim, uyun o elçilere, uyun ki, hizmetleri karşılığında sizden bir ücret istemiyorlar ve kendileri de dosdoğru bir yoldalar. Hem ne oluyor ki bana, ibadet etmeyeyim o beni yaratana? Ve zaten hepimizin dönüşü de O'na. Ben, Cenab-ı Hakk'ın hakkımda takdir ettiği hiçbir musibeti benden uzaklaştıramayacak olan ve bu hususta şefaatleri de bir işe yaramayan, nihayet beni kurtaramayan kimseleri mâbud edinir miyim? Edinirsem, o zaman apaçık bir sapıklık içindeyim demektir. Şimdi iyi dinleyin; ben o herkesin Rabbi Rabbimize iman ediyorum." der ve ardından ona, "Haydi buyur Cennet'e!" fermanı gelir (şehit edilir). O ise (derin bir civanmertlik hissiyle) "Âh keşke halkım, Rabbimin beni affedip ikramlara mazhar kıldığını bilselerdi!"5 şeklinde mırıldanarak, Allah ve onlar karşısında tavır ve duruşunu ortaya koyar. (Gökte meleklerin soluklarına denk bu gönül çığlıkları da, menkıbelerin "Habibü'n-Neccâr" diye naklettiği koçyiğite ait.)
Bir de Firavun hanedanı içinde meçhul mü'min vardır ki, ben onun o gürül gürül sesini ne zaman duysam yüreğim hoplar. Bu aslan yürekli yiğit: "Ne o, yoksa bir insan (Musa Aleyhisselâm) Rabbim Allah'tır dediği için onu öldürecek misiniz?"6 diye söze başlar.. en beliğ nasihatlerle insanî duygu ve düşünceler üzerinde sûr sesi gibi tesir icra edecek beyanlarda bulunur.. sinelere haşyet salar.. bazı ruhlar üzerinde korkunç bir ürperti, bazıları üzerinde de inşirah hâsıl eder.. ve sonra da söylemesi gerekli en önemli hususu yiğitçe haykırır: "Şüphesiz, sizin beni tapmaya çağırdığınız putların, böyle bir çağrıya değer hiçbir yanları yoktur. Hepimizin dönüşü Allah'adır (ve o gün) haddi aşan mütecavizler Cehennem'i boylayacaktır. Zamanı gelince benim bu söylediklerimi hatırlayacaksınız. Artık ben şimdilik işimi Allah'a havale ediyorum; şüphesiz Allah kullarını görüp gözetendir."7 ifadeleriyle de sözlerini noktalar.
Onun/onların bu çerçevedeki civanmertliklerine bazen dalâlet ve sefâhet diyen, bazen onları yurtlarından yuvalarından çıkarma ile korkutan, bazen intisap edenlerin ellerini, ayaklarını kesme tehdidinde bulunan, bazen inananları toptan hor ve hakir gören, bazen nebilerin peygamberâne tavırlarını putlar tarafından çarpılmaya bağlayan, bazen bu mürşitleri taşa tutacaklarından söz eden ve hemen her zaman "Siz de bizim gibi birer insansınız" diyerek onları hafife alan olabildiğine azgın, küstah, saygısız, mağrur ve bencil o kin, nefret, öfke yığınlarına karşı, bu azim ve irade insanları hep kararlı davranmış ve gürül gürül konuşmuşlardır:
"Ey kavmim, eğer aranızda bulunmam ve Allah'ın âyetlerini hatırlatmam size ağır geliyorsa, bilmiş olun ki ben yalnız Allah'a güvenip dayanmışım. Şimdi siz, Allah'a ortak koştuğunuz bütün putlarınızı da toplayıp bir karar birliğine varın (varın da, yapmak isteyip yapamadığınız) şeyler içinize dert olmasın.. sonra da aman vermeyin bana, ne yapacaksanız yapınız!"8 (Bu duruş ve bu gürül gürül ses, Tufan Peygamberi'ne ait...)
"Allah bizi, sizin o bâtıl ve sapık anlayışınızdan kurtardıktan sonra kalkar da tekrar sizin o çarpık tefekkürlerinize dönersek, Allah'a karşı apaçık bir iftira yolunu seçmiş oluruz. Allah göstermesin, böyle bir şeyi yapmamız asla söz konusu değildir. Biz yalnız Allah'a güvenir, Allah'a dayanırız. Şimdi ey Rabbimiz, Sen bizimle kavmimiz arasındaki problemi çöz; hakkı izhar buyur. Sen problemleri en iyi çözensin."9 (Bu meydan okuyuş da nebiler hatibi Şuayb Peygamber'den...)
"Ben Allah'ı şahit tutuyorum, siz de şahit olunuz ki ben sizin Allah'a eş-ortak koşageldiğiniz putların hiçbirini tanımıyorum. Şimdi hepiniz birden, hem de hiç göz açtırmadan bana ne isterseniz yapınız. Ben, sizin de, benim de Rabbim olan Allah'a güvenip dayandım."10 (Bunlar da Hûd Nebi'nin tavırlarını aksettiren beyanlar...)
"Ey kavmim, şimdi eğer ben Rabbimden gelmiş delillere dayanıyorsam; O da nezdinden bana güzel bir rızk ve nasip lütfetmişse, (sizin dediğiniz gibi davranırsam O'na nankörlük etmiş olmam mı?) Hem ben sizi nehyettiğim konularda (sözlerime) muhalif hareket etmeyi de düşünmüyorum. (Aslında) benim istediğim bir tek şey var o da, gücüm yettiğince toplumu ıslah etmektir. (Bu konuda) muvaffak kılacak da yalnız Allah'tır. Onun için ben de yalnız O'na dayanıyor ve O'na yöneliyorum."11 (Bu da Şuayb Peygamber'den belâgat örneği bir ikaz...)
"Onların peygamberlere "Siz de bizim gibi birer beşersiniz" demelerine karşılık, onlar: "Evet (dediler), biz de sizin gibi beşerden başka bir şey değiliz; ne var ki Allah, peygamberlik nimetini kullarından dilediğine ihsan eder. Biz, Allah'ın izni olmayınca bir harika gösteremez ve bir mucize de izhar edemeyiz. (Bizim gibi) iman edenler sadece Allah'a dayanıp O'na güvenirler. Hem biz, neden Allah'a tevekkül etmeyelim ki, yürüdüğümüz bu doğru yolu bize O gösterdi. Öyle ise biz de, sizin vereceğiniz her türlü sıkıntıya sabredip katlanacağız. Zaten, tevekkül edenler yalnız Allah'a tevekkül ederler."12 (Bu da, Nuh, Hûd, Salih gibi yüce nebilerin o ulü'l-azmâne duruşlarından bir kesit).
İş bütün bütün tahammül-fersâ bir hâl alınca, bu defa da bütün benliğiyle Allah'a yönelir ve şöyle derler: "Ey Yüce Rabbimiz, biz yalnız Sana güvenip Sana dayandık. Bütün ruh u canımızla Sana yöneldik ve sonunda Senin huzuruna varacağız. Ey Ulu Rabbimiz, bizi kâfirlerin imtihanına maruz bırakma, affet bizi; Sen Azîz ve Hakîm'sin."13 (Bunlar da peygamberler babası Hz. İbrahim'den yoldakilere bir demet teslimiyet mesajı).
Aslında, iradeleri sağlam, duruşları da yerinde bu gönül insanlarının hemen bütünü hep aynı hedefi kollamış, aynı çizgide hareket etmiş ve aynı değerlere saygı duymuşlardır. Onların duygu, düşünce ve davranışlarında hep aynı şeyler nümâyan, mesajlarında da aynı dava ve davet birliği göze çarpmaktadır. Ayrı ayrı devir ve ayrı ayrı coğrafyalarda neş'et etmiş olmalarına rağmen, hemen hepsinin de aynı misyonun temsilcileri olduğu açıkça müşahede edilmektedir. Bunların en bariz özellikleri ise, hemen bütün faaliyetlerini Allah'ın rızasına bağlı götürmeleri, mücadelelerinde sadece ve sadece O'nun kudret ve inayetine dayanmaları ve O'nun sıyanetine sığınarak O'nun namına hareket etmeleridir.
Bu kudsîlerin asıl vazifelerine gelince, o da insanları küfür ve dalâlet karanlıklarından kurtararak imanın aydınlığına çıkarmak, ruhları uyararak gönüllere Hakk'ı duyurmak, eşyanın perde önü ve perde arkasını olduğu gibi göstererek dimağlardaki şüphe ve tereddütleri gidermek, varlığın yüzüne nurlar saçarak onun bir kitap gibi okunmasını, bir meşher gibi temâşâ edilmesini sağlamak, bir sanat eseri olarak onu yorumlayıp resmetmek, sonra da çağın idrak ufkuna göre seslendirmek ve bu fânî güzergâhı, bâki âlemlerin bir basamağı, bir köprüsü, bir mezraası, bir pazarı hâline getirmektir.
Bu hususların bir bölümünü ifade sadedinde Kur'ân, Efendiler Efendisi'ne: "Bu Kur'ân, Rabbinin izniyle insanları karanlıklardan nura çıkarman ve o üstün kudret sahibi olan, her icraatıyla övgüye layık bulunan Allah'ın yoluna iletmen için sana indirdiğimiz bir kitaptır."14 ferman etmekte ve bize peygamberlik misyonunun bir çerçevesini sunmaktadır. Bu konuda Efendimiz yalnız da değildir; Hz. Âdem'den Hz. Musa'ya, O'ndan da Hz. İsa'ya kadar hemen her nebi aynı hizmeti görmüşlerdir. Kur'ân aynı sûrede mevzuu Hz. Musa'ya bağlayarak şöyle buyurur: "Doğrusu Biz, milletini karanlıklardan aydınlığa çıkarsın ve onlara Allah'ın (gelecekteki farklı ve önemli) günlerini hatırlatsın diye Musa'yı da âyetlerimizle gönderdik."15
Gerçi, çok ciddî bir sorumluluk duygusu, sarsılmaz bir irade ve sağlam bir karakter isteyen bu yüce misyonun temsilcileri de tıpkı bizim gibi birer beşerdirler; ama azimli, imanlı, olabildiğine doğru; son derece emin, vazifelerinin şuurunda, Hak rızası konusunda fevkalâde hırslı, günahlara karşı her zaman dimdik ve kararlı.. ve insanları doğru yola çağırmayı da tutku şeklinde yaşayan farklı birer beşerdirler.. dur-durak bilmeden "irşad" der koşar, her zaman vazifelerini derin bir iştiyakla yerine getirir, bıkma, usanma nedir bilmez, sorumluluklarını fevkalâde bir hassasiyetle yerine getirmenin yanında, kat'iyen şe'n-i Rubûbiyet'in gereklerine karışmaz; neticenin hesabıyla asla meşgul olmaz, sadece ve sadece Rabb'in teveccühünü beklerler. Hidayeti de, dalâleti de Allah'tan bilir –şart-ı âdî plânında iradenin müessiriyeti mahfuz– fermanın O'na ait olduğunu itiraf eder, O'nun hükmüne ve kazasına bin can ile inkıyatta bulunurlar. Bunlar, şer'î ve tenzilî hususlara olabildiğince riayetin yanında, tekvinî emirleri görüp gözetmede de fevkalâde titiz davranırlar. Bunların; hem Kur'ân, hem kâinat, hem muhatapları hem de Rabbileri karşısında olabildiğine sağlam ve tutarlı bir duruşları vardır; bu duruş, fevkalâde "ulü'l-azmâne" ve seçkinlere has bir duruştur.
Bu seçkin kimselerin himmetleri öylesine yüksektir ki, ne elde ettikleriyle yetinirler ne de kaçırdıkları fırsatlarla ye'se düşer ve paniğe kapılırlar. Başarılarını Allah'tan bilir, falsolarını nefislerine verir, her zaman düz durur ve devrilmemeye çalışırlar. Ezkaza bir sarsılma söz konusu olursa, hemen doğrulur ve yollarına devam ederler. Ne dünyevî imkânlardan kazandıklarıyla aşırı sevinip çılgınlığa girer ne de kaçırdıkları imkânlardan ötürü tasa ve keder yaşarlar. Bütün mazhariyetlerini Hak'tan bilir ve bir yandan imtihan ediliyor olabilecekleri mülâhazasıyla tir tir titrerken, diğer yandan da bütün iyilikleri, güzellikleri O'na bağlayarak, O'nun huzur-u mehabetinde her zaman saygıyla iki büklüm bulunurlar. Onların bu sağlam duruşları karşısında da Allah, bu seçkinlerden seçkin kimseleri asla yalnız bırakmaz; onları dünyada nusretiyle teyit ederek "Yeryüzü Mirasçıları" olmakla şereflendirir; ahirette de "Cennetü'l-Firdevs"in vârisleri kılar. İşte şahidi: "Şu bir gerçektir ki Biz, Zikir'den (Tevrat) sonra Zebur'da da: "Dünyaya salih kullarım vâris olacak" (ve dünya onların rengine boyanacaktır şeklinde) yazdık."16; "İşte gerçek mirasçılar bunlardır.. ve bunlar Firdevs cennetlerinde ebedî kalacak olanlardır."17
Bu yüce kâmetlerin iç dinamikleri ve misyonlarının çerçevesi ayrı bir makaleye konu teşkil edecek kadar geniş olduğundan ve müstakillen tahlil edilmesi gerektiğinden konuyu şimdilik burada noktalamak istiyorum. இܓ இܓ இܓ
*Bu yazı, Yeni Ümit dergisinin Ekim-Kasım-Aralık 2000 tarihli 50. sayısından alınmıştır. இܓ
இܓ ÂLİ İMRÂN suresi, 61. ayeti இܓ
GÜLEN HOCAM’A ; இܓ இܓ (IŞIK ADAM இܓ GüLiSTaN இܓ - Reşit MUHTAR இܓ | Facebook ►► https://tr-tr.facebook.com/video/video.php?v... Reşit Muhtar (Işık Adam). Albüme Geri Dön • Önceki • İleri • GüLiSTaN. Hocaefendi'nin Üstad'a yazdığı şiir ...
Kamil odur ki ola mahrem-i esrâr-ı kelâm. இܓ
*Ziyâ*
இܓ இܓ இܓ இܓ இܓ& இܓ
Başbakanımız Recep Tayyip ERDOĞAN …Saygı duyuyoruz… ŞİİR ve KUR’AN OKUmasını seviyorum…Siyasi muhalefete rağmen karizmatik saygın bir duruşu vardı ……. ALLAH cümlemize merhametiyle’’ muamele etsin İnşâALLAH…Amin! இܓ’’
başbakanımız da HAKKIN bize çok büyük bir lütfudur
O sevmiş ki biz de sevmişiz
ki insan doğru davranışlarda bulunduğu zaman ALLAH cc.meleklerine seslenir ey meleklerim ben falanca oğlu veya kızı seviyorum sizlerde sevin ve bizlerde sevdik
binlerce şükürler olsun onunla aynı zaman diliminde yaşadığım için ALLAH başımzdan eksik etmesin amin
başbakanımız da HAKKIN bize çok büyük bir lütfudur
O sevmiş ki biz de sevmişiz
ki insan doğru davranışlarda bulunduğu zaman ALLAH cc.meleklerine seslenir ey meleklerim ben falanca oğlu veya kızı seviyorum sizlerde sevin ve bizlerde sevdik
binlerce şükürler olsun onunla aynı zaman diliminde yaşadığım için ALLAH başımzdan eksik etmesin amin
Şiirin başlığını okuduğumda hiciv bekledim. Okumaya başladığımda halen hiciv mi acaba diye tereddütte kaldım. Ta ki şiirin kısa olduğunu ve yarısına geldiğim halde aksi bir söyleme rastalamadığımı farkedene kadar.
İnsanın doğru bildiğinin ardında olması takdire şayandır. İnancının (islama, kuran-ı Kerim'e ve sünnete aykırı olmamak kaydıyla) arkasında olması muhteşem bir şey.
Şimdi başbakanımızı desteklemeyen şairlerimizin bu şiirden dolayı size hakaret etmeleri ancak o şairin acizliğidir ve tüm kalbimle diyorum ayıp...
Siz kendi doğrularınızı ve bildiklerinizi, gördüklerinizi yazmışsınız, aksini düşünenlerin de yapması gereken size hakaret değil, varsa bildiği burası şiir ve edebiyat sitesi, o da aksini en güzel şekliyle yazsın. Ha buna kapasitesi olmayanlar ancak şahsınıza hakaret etmiş. Bu da bence sizi yüceltir.
nankörlük insanoğluna yakışmayan en kötü hasletlerdendir birisi çıkıp en ala hizmeti veriyorsa ancak alkışlanmalıdır bende bunu yaptım iki kelimeyi bir araya getirmeyi HAK teala nasip etmişse bizlere bizde o çoğunluğun diliyiz belediye seçimleri buna en iyi kanıttır kaybettiği yerlerde yarı yarıya seçmeni var beni ilgilendiren vatana millete yaptıklarıdır gerisi hikaye cesaretinizi kardeşiniz olarak tebrik ederim
nankörlük insanoğluna yakışmayan en kötü hasletlerdendir birisi çıkıp en ala hizmeti veriyorsa ancak alkışlanmalıdır bende bunu yaptım iki kelimeyi bir araya getirmeyi HAK teala nasip etmişse bizlere bizde o çoğunluğun diliyiz belediye seçimleri buna en iyi kanıttır kaybettiği yerlerde yarı yarıya seçmeni var beni ilgilendiren vatana millete yaptıklarıdır gerisi hikaye cesaretinizi kardeşiniz olarak tebrik ederim
Sayfaları kirliyor böyle binlerce forum, Bu sadece fikrine karşı olan bir yorum, Kalemine sözüm yok takdir de ediyorum, Israrın sürüyorsa değişmeyen rotamsın; Methettiğin adamın sureti bir adamsın!
mümin kardeşim sözünü ettiğiniz malum şiiri pasiflemek istedim ama seçki aldığı için pasifleyemedim dikkat ettiyseniz yorumlarda görebilirsiniz hani ALLAH la kandırılanlar varya bizde maalesef onlardan olduk düsturumuz değerli şair necip fazılın dediği
Ellerime uzanan dudakları tepeyim ALLAH diyen gel senin ayağından öpeyim dir
benim hiçbir bağlantım yok sadece deli gibi vatanseverim
bizim bilemediğimiz ülkemizin yararına olan devlet sırları var demek istediğim madalyonun diğer tarafını göremiyoruz
her şeyi bilemediğimiz gibi, yapılan, bizim tarafımızdan yanlış görülenler başka anlamlar taşıyabilir.
Neden gelmezsin ki gittiğin yerden, Tutuk güneşlerin tutması bitti.
Gülleri verelim ektiğin kırdan, Apak iman tozu tertemiz etti.
Geliş daim olsun gidilmez türden, Duadarın çoktur gel artık yetti.
Pakladık yolları çamurdan kardan, Varlığın bizlere değerler kattı.
Sakınırız seni gözdeki ferden, Gencecik avuçlar duaya kalktı.
Sevinsin sevenin açılsın perden, Yetişen fidanlar özünü tattı.
Felaha erdiler kötüden şerden, Doğru öze geldi batıllar battı.
Karaya gömüldü ışığı birden, Dü cihan serveri sana gül attı.
Kimin haberi var ruhtaki sırdan, Dikenler çürüdü lale, gül bitti.
Yoluna sereriz pembeden mordan, Neden gelmezsin ki gittiğin yerden.
1/15/2013 tarihinde eklendi
Dinle dostum! Ben sizin bir şahsa methiyeler düzdüğünüze, alkış tuttuğunuza değil, kendinizi belli çevrelere yamamak için kaleminizi ve böyle edebi sayfaları kullanmanıza tepki gösterdim. Yaklaşık bir yılı aşkın bir zaman önce Gülen Hocam diye kaleme sarılırken şimdide tutar adam gibi adam derseniz, her rüzgara yelken açarsanız ummanda dümeni olmayan bir sal gibi kaybolup giderken kendi kendinizi ifşa etmiş olursunuz. Yani Tepkim Gülen adam, ağlayan adamdan ibaret. Ben o dörtlükle sizin mahirane bir kalem olarak, duran kanın akan kana ne kazandırabileceğini sormuştum. Kaldı ki, hasta öldükten sonra kanamanın doğal olarak durması da hiç bir anlam ifade etmez.. AKP, 57. Hükümetten iktidarı devraldığında o yıl sadece terörden 5 (BEŞ) can kaybımız vardı. Kanamayı başlatan da durdurmayanda açılım diye, diye teröristleri sınırda davul zurnalarla karşılayanlar, sınurda özel mahkemeler kurarak surda gedik açanlarda kendileri.. Yine iktidara geldiklerinde bütün komşu devletlerle iyi ilişkiler içinde dostane bir havada yaşarken, Beşar Esat ile kardeşim diye sarmaş dolaş resimler çektirirken bu gün Beşara karşı savaş açanda o! Irak onun döneminde işgal edildi.. Kuzey Irakta kurulan gayri meşru devlet ile Irak merkezi hükümetinin tepkisine rağmen ilişkiler içinde olan onlar.. Libya gibi dost bir ülkenin mahvına ses çıkartmayan onlar.. İki de bir paralel yapı diyorlar.. Paralel iki ayrı uzantıya denir yani paralelin bir diğer yarısı da vardır.. Pkk'lıarın bir çoğu cezaevlerinden salınırken, Apoya bile af çıkartmak gündeme alınırken, birçok aydın, şerefli asker ve subayımız hâlâ cezaevlerindeler; İlker BAŞBUĞ daha dün çıktı Engin ALAN, yani kenyada aponun boynuna tasmayı takan adam hâlâ mahkum.. Tabelere sobelere hiç değinmek istemiyorum.. Kendi inşa ettiği kurum ve kuruluşları değiştiren, yıkan onlara alenen savaş açan, hatta daha dün kendi seçtikleri AYM Başkanını bile karşısına alanlar işte bu adam gibi adam dediklerin!. Bu sayfalara bu iki şiirden biri yakışmıyor; aslında her ikisi de yakışmıyor ama kararı sizin ve okurların takdirine bırakıyorum.
Sayfaları kirliyor böyle binlerce forum, Bu sadece fikrine karşı olan bir yorum, Kalemine sözüm yok takdir de ediyorum, Israrın sürüyorsa değişmeyen rotamsın; Methettiğin adamın sureti bir adamsın!
mümin kardeşim sözünü ettiğiniz malum şiiri pasiflemek istedim ama seçki aldığı için pasifleyemedim dikkat ettiyseniz yorumlarda görebilirsiniz hani ALLAH la kandırılanlar varya bizde maalesef onlardan olduk düsturumuz değerli şair necip fazılın dediği
Ellerime uzanan dudakları tepeyim ALLAH diyen gel senin ayağından öpeyim dir
benim hiçbir bağlantım yok sadece deli gibi vatanseverim
bizim bilemediğimiz ülkemizin yararına olan devlet sırları var demek istediğim madalyonun diğer tarafını göremiyoruz
her şeyi bilemediğimiz gibi, yapılan, bizim tarafımızdan yanlış görülenler başka anlamlar taşıyabilir.
Neden gelmezsin ki gittiğin yerden, Tutuk güneşlerin tutması bitti.
Gülleri verelim ektiğin kırdan, Apak iman tozu tertemiz etti.
Geliş daim olsun gidilmez türden, Duadarın çoktur gel artık yetti.
Pakladık yolları çamurdan kardan, Varlığın bizlere değerler kattı.
Sakınırız seni gözdeki ferden, Gencecik avuçlar duaya kalktı.
Sevinsin sevenin açılsın perden, Yetişen fidanlar özünü tattı.
Felaha erdiler kötüden şerden, Doğru öze geldi batıllar battı.
Karaya gömüldü ışığı birden, Dü cihan serveri sana gül attı.
Kimin haberi var ruhtaki sırdan, Dikenler çürüdü lale, gül bitti.
Yoluna sereriz pembeden mordan, Neden gelmezsin ki gittiğin yerden.
1/15/2013 tarihinde eklendi
Dinle dostum! Ben sizin bir şahsa methiyeler düzdüğünüze, alkış tuttuğunuza değil, kendinizi belli çevrelere yamamak için kaleminizi ve böyle edebi sayfaları kullanmanıza tepki gösterdim. Yaklaşık bir yılı aşkın bir zaman önce Gülen Hocam diye kaleme sarılırken şimdide tutar adam gibi adam derseniz, her rüzgara yelken açarsanız ummanda dümeni olmayan bir sal gibi kaybolup giderken kendi kendinizi ifşa etmiş olursunuz. Yani Tepkim Gülen adam, ağlayan adamdan ibaret. Ben o dörtlükle sizin mahirane bir kalem olarak, duran kanın akan kana ne kazandırabileceğini sormuştum. Kaldı ki, hasta öldükten sonra kanamanın doğal olarak durması da hiç bir anlam ifade etmez.. AKP, 57. Hükümetten iktidarı devraldığında o yıl sadece terörden 5 (BEŞ) can kaybımız vardı. Kanamayı başlatan da durdurmayanda açılım diye, diye teröristleri sınırda davul zurnalarla karşılayanlar, sınurda özel mahkemeler kurarak surda gedik açanlarda kendileri.. Yine iktidara geldiklerinde bütün komşu devletlerle iyi ilişkiler içinde dostane bir havada yaşarken, Beşar Esat ile kardeşim diye sarmaş dolaş resimler çektirirken bu gün Beşara karşı savaş açanda o! Irak onun döneminde işgal edildi.. Kuzey Irakta kurulan gayri meşru devlet ile Irak merkezi hükümetinin tepkisine rağmen ilişkiler içinde olan onlar.. Libya gibi dost bir ülkenin mahvına ses çıkartmayan onlar.. İki de bir paralel yapı diyorlar.. Paralel iki ayrı uzantıya denir yani paralelin bir diğer yarısı da vardır.. Pkk'lıarın bir çoğu cezaevlerinden salınırken, Apoya bile af çıkartmak gündeme alınırken, birçok aydın, şerefli asker ve subayımız hâlâ cezaevlerindeler; İlker BAŞBUĞ daha dün çıktı Engin ALAN, yani kenyada aponun boynuna tasmayı takan adam hâlâ mahkum.. Tabelere sobelere hiç değinmek istemiyorum.. Kendi inşa ettiği kurum ve kuruluşları değiştiren, yıkan onlara alenen savaş açan, hatta daha dün kendi seçtikleri AYM Başkanını bile karşısına alanlar işte bu adam gibi adam dediklerin!. Bu sayfalara bu iki şiirden biri yakışmıyor; aslında her ikisi de yakışmıyor ama kararı sizin ve okurların takdirine bırakıyorum.
hoş geldiniz sevgili Sebahat hanım biliyorumki ne yazsam az gelecek ama elimden geleni yaptım teşekkür ederim nazik ziyaretiniz ve değerli yorumunuz için
hoş geldiniz sevgili Sebahat hanım biliyorumki ne yazsam az gelecek ama elimden geleni yaptım teşekkür ederim nazik ziyaretiniz ve değerli yorumunuz için
şimdiye kadar okuduğun ya da rastladığım şiirlerde hep bombardıman edilmişti ilk defa şiirin ve adamın hakkını veren mısralarla karşıılaşıyorum bu millet kör değil sağır değil cahil değil sezarın hakkını sezara veriyor isterlerse yüz defa seçime gidilsin hak haktır netice değişmez tebrikler selamlr
ziyaretiniz ziyadesiyle onur verdi dğerli şair kardeşim ümit ederim kıymetini bilir haklıya hakkını veririz ve dilerimki HAKkın lütfedip verdiği basiretimiz her zaman böyle dupduru kalır. insanoğlu her zaman elindekinin değerini onu kaybedince bilir ALLAH başımızdan eksik etmesin ALLAHa emanet olunuz
ziyaretiniz ziyadesiyle onur verdi dğerli şair kardeşim ümit ederim kıymetini bilir haklıya hakkını veririz ve dilerimki HAKkın lütfedip verdiği basiretimiz her zaman böyle dupduru kalır. insanoğlu her zaman elindekinin değerini onu kaybedince bilir ALLAH başımızdan eksik etmesin ALLAHa emanet olunuz
adam gibi adam .yunus emre.yi örnek al hırsızlık.rüşvet.yolsuzluk .tecavüz.fuş. kasetler cumhuriyetin kuruluşundan 2002 yılına kadar diş borç 265 mişyar dolar dı.şimdi dış borç 577 milyar dolar bumu dediğin daha domayan cocuklar borçlu doguyor tarih afetmez hiç hoş değil siyasi şiir
sözünü ettiğiniz hiçbir şeyi almıyorum sadece objektif bakışımın tezahürüdür şiirim.bence basiretiniz bağlı olduğu için kendinize acıyın haklı olduğumu alınan oylar teyid ediyor siz haklı olsaydınız kimi destekliyorsunuz bilmiyorum şuan o olurdu başbakanlık koltuğunda sizde ALLAH a emanet olun
sana acıdım dafazla söze gerek yok bir torba kömür deterjana vs gibi kimin malını kime dagıtıyor sende bundan nemalanıp şiirlere konu malzeme sanırım yaşlısın sana diyecek tek sözüm var 50 sene yaşamaya gayret et satıklarını toplarsın satılan alınmaz yap işlet devret değil beyim petkim tekel çimonta şeker ptt benzeri yerler...hoşca kal
sevmek zorunda değilsiniz yalnız yiğidi öldür ama hakkını ver atasözünü hatırlatırım size cumhuriyetten bu yana gelen en kabiliyetli liderdir bunu yalnız ben söylemiyorum milyonlar benimle aynı fikirde sattığı yerler sadece 50 yıllığına yabancılardan bu şekilde finans sağlıyor o yüzdendirki artık hastane kapılarından kovulmuyoruz ilaçlarımız en yakın eczanede. yaşlılar hem maaş alıyor hem de evde sağlık hizmetinden yararlanıyorlar aynı zamanda temizlik ekipleri evlerini temizliyor gerekli deterjanlar belediye tarafından temin ediliyor ilk defa paramız değer kazandı.ilk kez dış politikamız bu kadar etkili. bugün memurlar gereksiz çalıştırılamaz dedi o kadar çok sebep varki sayfalara sığmaz şairin gerçek işi o zamanın büyüklerine hakkediyorsa medhiye yazmaktır bende bunu yaptım lütfen maziye bakıp bugünü tahlil edin benimle aynı fikirde olacaksınız
seni şair yazar olarak kınıyorum 11 yılda 250milyar dolar dış boçr etti üstelik satmadğı yer kalmadı buna nasıl böyle söylemler yazıyorsun pes dogrusu bu parayı sanada verseler sen daha çok iş yaparın kimseyede çaldırmazdın
saydıklarınız hiçbirini kendisine isnad edemezsiniz ülkemize sayısız hizmetleri olduğu için kendisine (değdiği için)saygı sempati ve sevgimizi kazandiğı için yazdım yunus HAKKI söyledi başbakanımız icra etti aynı şey değilmi siyasetle hiçbir alakası yok
sözünü ettiğiniz hiçbir şeyi almıyorum sadece objektif bakışımın tezahürüdür şiirim.bence basiretiniz bağlı olduğu için kendinize acıyın haklı olduğumu alınan oylar teyid ediyor siz haklı olsaydınız kimi destekliyorsunuz bilmiyorum şuan o olurdu başbakanlık koltuğunda sizde ALLAH a emanet olun
sana acıdım dafazla söze gerek yok bir torba kömür deterjana vs gibi kimin malını kime dagıtıyor sende bundan nemalanıp şiirlere konu malzeme sanırım yaşlısın sana diyecek tek sözüm var 50 sene yaşamaya gayret et satıklarını toplarsın satılan alınmaz yap işlet devret değil beyim petkim tekel çimonta şeker ptt benzeri yerler...hoşca kal
sevmek zorunda değilsiniz yalnız yiğidi öldür ama hakkını ver atasözünü hatırlatırım size cumhuriyetten bu yana gelen en kabiliyetli liderdir bunu yalnız ben söylemiyorum milyonlar benimle aynı fikirde sattığı yerler sadece 50 yıllığına yabancılardan bu şekilde finans sağlıyor o yüzdendirki artık hastane kapılarından kovulmuyoruz ilaçlarımız en yakın eczanede. yaşlılar hem maaş alıyor hem de evde sağlık hizmetinden yararlanıyorlar aynı zamanda temizlik ekipleri evlerini temizliyor gerekli deterjanlar belediye tarafından temin ediliyor ilk defa paramız değer kazandı.ilk kez dış politikamız bu kadar etkili. bugün memurlar gereksiz çalıştırılamaz dedi o kadar çok sebep varki sayfalara sığmaz şairin gerçek işi o zamanın büyüklerine hakkediyorsa medhiye yazmaktır bende bunu yaptım lütfen maziye bakıp bugünü tahlil edin benimle aynı fikirde olacaksınız
seni şair yazar olarak kınıyorum 11 yılda 250milyar dolar dış boçr etti üstelik satmadğı yer kalmadı buna nasıl böyle söylemler yazıyorsun pes dogrusu bu parayı sanada verseler sen daha çok iş yaparın kimseyede çaldırmazdın
saydıklarınız hiçbirini kendisine isnad edemezsiniz ülkemize sayısız hizmetleri olduğu için kendisine (değdiği için)saygı sempati ve sevgimizi kazandiğı için yazdım yunus HAKKI söyledi başbakanımız icra etti aynı şey değilmi siyasetle hiçbir alakası yok
Dosta güven, düşmana korku salan böyle bir lidere ihtiyacımız vardı. Hamdolsun ki şimdi başımızda. Herkes kıymetini bilecek diye bir şey yok tabi. Şiir olarak da sağlamdı. Tebriklerimle.
ziyaretiniz değerli yorumunuz ziyadesiyle onur verdi sevgili mücella hanım keşke kıymetini bilsek ne çok şey kazandirdı bize ve ne çok ihtiyacımız vardı beni en çok sevindiren artık şehit haberlerinin gelmemesi
ziyaretiniz değerli yorumunuz ziyadesiyle onur verdi sevgili mücella hanım keşke kıymetini bilsek ne çok şey kazandirdı bize ve ne çok ihtiyacımız vardı beni en çok sevindiren artık şehit haberlerinin gelmemesi
Siyaseti hiç sevmiyorum daha doğrusu edebi saygıyı aşan tartışmaları sevmiyorum, biz de yaşımız itibarı ile geçmişte neler yaşadığımızı iyi biliyoruz, vatandaş olarak bize düşeni en akılcı yoldan yoldan yapmak görevimiz yüreğine sağlık sevgili arkadaşım selam sevgi dualarımla A E OL.
gelmeyenvuslat tarafından 3/22/2014 1:50:09 AM zamanında düzenlenmiştir.
Bir yorumcuya "öncelkle cesaretinizi tebrik ediyorum" demissiniz.
HAKLISINIZ.
Benim cesaretli olmama gerek kalmadi. Zirâ yazdigim siirler hâlâ sayfalarda mevcut oldugundan "HAiN" damgasini da coktan yemis bir kisi olarak artik rahatim :)
bu sitede gönüllüsü çoktur ama nedendir bilinmez yorum yazmaktan çekindiler
vatanına milletine doğruyu iyiyi istemeyeni doğrusu aklım almıyor geleceğimiz gençlerimiz artık kör bir kurşuna hedef olmuyor elhamdülillah herkes istediği kıyafeti giymekte serbest bunlar olacak denseydi rüya derdim rüya derdim denizin altından marmaray geçecek deselerdi özürlü kardeşlerimiz hiçbir zaman diliminde bu kadar kadir kıymet görmemişti yaşlılar evlerinde ziyaret edilip evleri temizlenip evde sağlık hizmeti görecek deselerdi külliyen rüya derdim uyuşturucu kullanan gençlerimiz ücretsiz tedavi görüyor ve hastane kapısında kimse kapıdan dönmüyor ve ben bu rüya bitsin istemiyorum ülkem adına o yüzden başbakanımla aynı zaman diliminde yaşadığım için kendimi şanslı addediyorum aynası iştir kişinin lafa bakılmaz değerli ziyaretiniz onur verdi sevgili kardeşim sevgilerim dua ve selamlarımla
bu sitede gönüllüsü çoktur ama nedendir bilinmez yorum yazmaktan çekindiler
vatanına milletine doğruyu iyiyi istemeyeni doğrusu aklım almıyor geleceğimiz gençlerimiz artık kör bir kurşuna hedef olmuyor elhamdülillah herkes istediği kıyafeti giymekte serbest bunlar olacak denseydi rüya derdim rüya derdim denizin altından marmaray geçecek deselerdi özürlü kardeşlerimiz hiçbir zaman diliminde bu kadar kadir kıymet görmemişti yaşlılar evlerinde ziyaret edilip evleri temizlenip evde sağlık hizmeti görecek deselerdi külliyen rüya derdim uyuşturucu kullanan gençlerimiz ücretsiz tedavi görüyor ve hastane kapısında kimse kapıdan dönmüyor ve ben bu rüya bitsin istemiyorum ülkem adına o yüzden başbakanımla aynı zaman diliminde yaşadığım için kendimi şanslı addediyorum aynası iştir kişinin lafa bakılmaz değerli ziyaretiniz onur verdi sevgili kardeşim sevgilerim dua ve selamlarımla
Çürük raporu ile oğlu Bilal’i askere göndermeyen, vatan savunmasında şehit olan Mehmetçiğe kelle diyen O. Ayakkabı kutusundan çıkan paraların ne anlama geldiğini açıklamak yerine Emniyet ve Yargı sistemini hallaç pamuğu gibi atan O. Şimdi sıra Milli Eğitimde, görevinden alınan müdür ve bürokratların haberlerini alıyoruz medyadan, şahit oluyoruz yakın çevremizden. Değerli şairim hatırlayın; Recep Tayyip Erdoğan seçimlerden zaferle çıktığında, ben bana oy vermeyenlerin de Başbakanıyım derken adam gibi adamdı. Şimdi kavgalı olmadığı kim kaldı! Karşı fikirli olanlar haşhaşi, çapulcu, terörist, paralel devlet mensubu,faiz lobisi,vaiz lobsi, ana muhalefet partisinin lideri müdür, diğeri yavru muhalefet…ve daha neler, neler! Tabelalardan T.C.ibarelerini söktürdü ama son zamanlarda bu yapılanlar Türkiye cumhuriyeti Devleti ve Başbakanına karşı yapılmaktadır diyor. Sahi siz hiç O’nun ağzından Türk Milleti kelimesini hiç duydunuz mu! Alt kimlik, üst kimlik dedi! Çoğu söyleminde; alevi, sünni, türk, kürt, Çerkez, laz diyerek bir bütünü ayrıştırmanın rüzgarlarını estirdi. Güzel ülkemiz bir yangına gebe ve kıvılcımlarını çakıyor kabadayı havasıyla! Oysa bizim insanımız, şeriatın kestiği parmak acımaz diyerek devletine bağlıdır ezelden beri. Soruyorum size, sosyal barışı kim sağlayacak ve Başbakanımız adam gibi adam öyle mi! Kusura bakmayın, size katılmıyorum. Gönül dolusu selam ve saygılarımla….
yaban böceği tarafından 3/15/2014 10:25:22 PM zamanında düzenlenmiştir.
hanım kardeşlerimiz ellerinde çocuklrı olduğu halde alanda sıkışmıştı . çocuklar zarar görmesin diye böyle tepki gösterdi .sempati duymadığınız için her yaptığı size abes gelmiş olabilir fikirlerinize saygı duyuyorum ALLAH a emanet olun
O zaman dua edelim de Başbakanımız ebediyen yaşasın.Bu memleketi O'ndan başkası biraz zor yönetir zaten, niceleri gibi sizce de! Yorumumda belirttiklerim kamu vicdanını yaralayan hususlardı. Bu memlekete hizmeti elbette iktidar yapacak, muhalefet değil. Gördünüz Şanlıurfada'ki mitingi ve Başbakanımızıın Polis ve emniyet amirine milletin gözü önündeki fırçasını. Ben ülkemde hırçın bir Başbakan istemiyorum arkadaş, hepsi bu...
değerli şair kardeşim ben ona taraf sağlamak için yazmadım yanlış anlamayın lütfen zaten buna ihtiyacı yok inanın şimdiya kadar hiç bir partiye sempati duymadım ama şimdiki başbakanımız çok farklı size soruyorum hangi siyesetçinin oğlu askere gitti örnek gösterebilirmisiniz sizde siyasetçi olsanız aynı şeyi yapardınız evet kelle koltukta dedi değilmiydi sizce hergün kaç şehidin haberini alıyorduk evet değiştirdi çünkü gerekliydi herkes kendi işini yapsın hoca hocalığını siyasetçide siyasetini yapsın siz diyebilirmisiniz mühendis doktorluk yapsın olmaz olamaz emin olun saydığınız tüm oluşumlar hepsi dış bağlantıları olan birer vatan hainidir daha istiklal savaşımız devam ediyor herkes başını iki elinin ortasına alıp düşünmeli ben sadece şahsına olan sevgi ve sempatimden dolayı yazdım onun bu ülkeye sayısız hizmetleri olmuştur ve halende oluyor geçmiş yıllarla kıyasladığımızda bunu daha net görebiliyoruz insanın mahkemesi vicdanıdır belki bana söylemezsiniz ama kendinizde bunu gayet iyi biliyorsunuz ondan önceki zamanlarda yapılan açılışların akibeti nasıl oluyordu biliyorsunuz şu anda ülkemizin yakalamış olduğu noktayı kimse inkar edemez cumhuriyet tarihinden bu yana yakalamış olduğu en yüksek noktadır böyle başarılıyken bunu hazmedemeyenler vatan hainleri işbaşına geçip senaryolarını teker teker hayata geçirmeye başladılar ALLAH vatanımızı devletimizi milletimizi korusun bence o kazamazsa bizimde akibetimiz (ALLAH korusun) mısırdan suriyeden farklı olmaz saygılar değerli ziyaretiniz onur verdi
hanım kardeşlerimiz ellerinde çocuklrı olduğu halde alanda sıkışmıştı . çocuklar zarar görmesin diye böyle tepki gösterdi .sempati duymadığınız için her yaptığı size abes gelmiş olabilir fikirlerinize saygı duyuyorum ALLAH a emanet olun
O zaman dua edelim de Başbakanımız ebediyen yaşasın.Bu memleketi O'ndan başkası biraz zor yönetir zaten, niceleri gibi sizce de! Yorumumda belirttiklerim kamu vicdanını yaralayan hususlardı. Bu memlekete hizmeti elbette iktidar yapacak, muhalefet değil. Gördünüz Şanlıurfada'ki mitingi ve Başbakanımızıın Polis ve emniyet amirine milletin gözü önündeki fırçasını. Ben ülkemde hırçın bir Başbakan istemiyorum arkadaş, hepsi bu...
değerli şair kardeşim ben ona taraf sağlamak için yazmadım yanlış anlamayın lütfen zaten buna ihtiyacı yok inanın şimdiya kadar hiç bir partiye sempati duymadım ama şimdiki başbakanımız çok farklı size soruyorum hangi siyesetçinin oğlu askere gitti örnek gösterebilirmisiniz sizde siyasetçi olsanız aynı şeyi yapardınız evet kelle koltukta dedi değilmiydi sizce hergün kaç şehidin haberini alıyorduk evet değiştirdi çünkü gerekliydi herkes kendi işini yapsın hoca hocalığını siyasetçide siyasetini yapsın siz diyebilirmisiniz mühendis doktorluk yapsın olmaz olamaz emin olun saydığınız tüm oluşumlar hepsi dış bağlantıları olan birer vatan hainidir daha istiklal savaşımız devam ediyor herkes başını iki elinin ortasına alıp düşünmeli ben sadece şahsına olan sevgi ve sempatimden dolayı yazdım onun bu ülkeye sayısız hizmetleri olmuştur ve halende oluyor geçmiş yıllarla kıyasladığımızda bunu daha net görebiliyoruz insanın mahkemesi vicdanıdır belki bana söylemezsiniz ama kendinizde bunu gayet iyi biliyorsunuz ondan önceki zamanlarda yapılan açılışların akibeti nasıl oluyordu biliyorsunuz şu anda ülkemizin yakalamış olduğu noktayı kimse inkar edemez cumhuriyet tarihinden bu yana yakalamış olduğu en yüksek noktadır böyle başarılıyken bunu hazmedemeyenler vatan hainleri işbaşına geçip senaryolarını teker teker hayata geçirmeye başladılar ALLAH vatanımızı devletimizi milletimizi korusun bence o kazamazsa bizimde akibetimiz (ALLAH korusun) mısırdan suriyeden farklı olmaz saygılar değerli ziyaretiniz onur verdi
Eyvallah yazılması gereken şahsa münasıb bir şiirdi.Beğenerek okudum ama okurken gözlerim yoruldu..Kırmızı fon üzerine beyaz yazı gözü yoruyor..saygı ve selamla
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.
Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.