SEN BENİM İÇİN DE AĞLA DİYAR BEN HALA SUSACAĞIMDök gözlerinin tuzunu avuçlarıma Diyar bir ben anlarım seni bir de yattıkları yerden kalkabilseler Leyla ile Şirin... Eski aşklar öldü diyenlere nispet nasıl hala aşkı yaşattığını öğret içimizde ki çocuklara ben sadece susmayı öğrendim çünkü susunca farketmiyorlar bile seni en iyi böyle saklıyorsun kendini.. Sen bir güvercinin vurulduğunda nasıl düştüğünü bilirsin Diyar önce havada daireler çizer sonra yalpalayarak bir avuç kan gibi düşer ya yere son nefesini vermeden sadece derin bir soluk çeker ya içine gözlerinde kavuşamadığı göç iklimleri susar ya ben susmayı öğrendim işte Diyar susmayı, sevmek zannettiğim o kara güne kadar. Çakır gözlü bir oğlanın ilk bakışında vurulduğumda aşk diye inlerken yolunu gözlediğim perde altında tüllerin kahkahaları havalanırdı rüzgarda yüzüme çarparak gözlerimi devşirir heyecanım görünür diye hemen yolun başına bırakırdım ilk aşkın öpücüğünü sahipsiz bir çocuğun boynunu bükmesi gibi sevilen alsın diye dua ederdim içinden saklanırdım karanlık duvarlarımın ardına ve bakardım olacakların sonuna Seviyorum demiştim ilk kez küçük bir yavru kuşu zaptetmek ister gibi yüreğimi avuçlayıp önüne koyarken. Seviyorum demişti çakır gözleri gözlerimi yakarken. Sonradan aynı sözü başkalarına da kirli bir mendil gibi yüzlerine sürüp sürüp yıkadığını öğrendiğimde aşk kirlenen yüzünü saklayarak içimdeki en gizli dehlize saklanmıştı Diyar sen biliyorsun işte utanç kızaran haliyle ne kadar da kırılgandı ve gurur susmayı öğren artık derken ne kadar da buyurgandı. Sustuğum için kızma bana Diyar hor görme gurur kuşanan bileklerimi herkes ayrı severmiş sevileni içimde ta yüreğimin ortasında büyüyen aşkı doğurmaya korkuyorum öyle canım yandı ki ilk seferinde geldiği gibi sökülsün içimden diye sinemi yumrukluyorum sürekli. Sancıyor sol/um Diyar babasız bir aşk doğurmaktan lekelenmekten korkuyorum her gece ama her gece bu yüzden dualar okuyorum beni namerde koma diye yüzüme o kırmızıdan sürme diye. Niye Diyar söyle bana; bir kuzu anasız yapabilir mi kuş uçmaz kervan geçmez bu yürekte kimsesizlerin konakladığı bir virane var ortada alıp alıp gidiyorlar parçalarımı bir avuç tiner bırakıyolar izbe köşelerimde içime çekmem için çektikçe daha çok yalnızlık türküleri söylüyorum çünkü çektikçe kalemim kendini bilmez bir şekilde sayfalarda soluklanıyor neden aşkı saklıyorum diye bana kızıyorsun Diyar kızma... Ananın helal süt emdirdiği o dişlerini sürtme birbirine ürküyorum Diyar kuş gibi havalanıp vurulmadan inememekten korkuyorum.. Çavuş kuşu gibi öt de dur içimde Diyar bu yangın bir üflemeyle sönmez boşa büzme dudaklarını dinmez. Ben ki daha ilk baştan besmelesiz almadım hiç bir aşkı koynuma .. Şimdi de besmele ile gömüyorum bu aşkı yüreğime Diyar günahlarından arınsın diye üç kere öptüm alnından. Ayvazım DENİZ |