Hafif Meşrep Bir İroniSevda karası akşamlarda gün yitiyorken bir şehir efsanesi çınlar kulaklarımda Kızıl rujlu dudaklarıyla pembe baloncuklu sakız şişirir hafif meşrep bir kadın Şuh kahkahalarını duyup salyaları çenelerinden akan ütopik insanlar kaldırımları arşınlar peşi sıra Yalan kocaman bir yalan! Servis ediyorlar emanet bedeni avama İroni? Kocaman bir acı büyür göz bebeklerinin alacasında kirpiklerinin süzdüğü buğulu bakışları hangi buudları diliyor yüreğinde hangi yalanın kırgınlığı inliyor... Rahme düşen bir günahın kirini temizler mi kürtaj? Acı kocaman bir acı! Göbek bağında küflenir anne özlemi aciz duyguların kurbanı cenin içinde yiten bir bebeğin geleceği? Hayat! Zahir bir kavganın içinde yokluk ve bir o kadar da israf! Tezat kocaman bir tezat... Kaldırıma düşen o aciz beden ve istismarcı beklentiler ki doğmadan ölüme mahkum o küçük eller Nasıl bir evrenin paylaşımcılarıyız ki; Gözümüz kör! Kulağımız sağır! Dilimiz lâl! Üç maymunu oynaya oynaya düğün dernek kurmuşuz! Hesap! Mes’ul şu üç günlük dünyada hakikat adına varız diyenler! Elinde Kuran! Dilinde zikir! Alnı secdeden kalkmayan her şeyi bilen fikir? En çokta siz korkun! Şayet kulluk bilincinizi yitirmediyseniz? İnin o Cami kürsülerinden çıkın sokağa atın ön yargıları atın çöp konteynerına Şekil Müslümanı olmayın! girin mazlum gönüllere inin en ücra bilinen yerlere Yoksa... Yoksa ne mi? Kalırsınız maazallah Arasatta Rabbim bunca mazlumun ahını soracaktır elbet bilenden. Nuray Ayhan... |