KİM BİLİRGecenin soluk benizli yüzünü karşıma alıp tek ayağı kırık yıldızın üstünde demleniyorum kafam zaten daha oturmadan eskilerden kıyak ay hancılık vazifesinden gocunmuş içinden geçeni de bilirim bir kadına yakışmaz diyor kesin Umursamaz tavırlarım gözlerimden dökülürken en acısından bir kadehi daha kafama dikiyorum soğuk duş etkisi yapıyor yangınıma önce söner gibi yapıp aniden harlanıyor içimde elimle söküp yere atıyorum topuğumla basıyorum üstüne yanan ruhumla eriyor Sema’da.. Gece sitemkar gözlerini gözlerime dikiyor ’’ yeter ’’ içme bu kadar diyen sesi bir anne şefkatiyle sarmalanmış içime dokunuyor yavaşça yutkunurken boğazıma yarım kalan aşkın kılçığı saplanıyor kıvranıyorum yeniden yeni bir bardağa hamle yapıyorum yıldızlardan süzülen ışıkla dolmuş içi dikiyorum kafama binlerce sevenin aşkı canlanıyor ruhumda yıldız falları sıra sıra geçiyor önümden hiç birinde sen yoksun anlıyorum ki aslında benim için saklanan Eros’un zehirli tek okusun. Kalkıyorum bir türlü doyamadığım yalnızlığımdan kırık yıldıza bir tekme atarak yine sonsuz hüznü önüm sıra katarak itekleye itekleye sonumun olduğu kuyuya götürüyorum bir zamanlar kahkahaların çınladığı ev dediğim kuyunun başına bağdaş kurup oturuyorum Sarhoşum aymadan daha bir gülüşlük saadete doymadan daha.. Yavaş yavaş dökülüyorum gecenin koynundan ıssız, sahipsiz bir göl kenarına konuşlanıyorum hazırım savaşmaya her ne olursa olsun gece ile gündüzü buluşturmaya. Kim bilir... Zaman.. Ayvazım DENİZ |
yanan ruhumla eriyor Sema’da.
içime dokunuyor yavaşça
kıvranıyorum yeniden
yeni bir bardağa hamle yapıyorum
yıldızlardan süzülen ışıkla dolmuş içi
binlerce sevenin aşkı canlanıyor ruhumda
yıldız falları sıra sıra geçiyor önümden
hiç birinde sen yoksun
anlıyorum ki aslında benim için saklanan
Hayatın vazgeçilmeyen duygularının yerinde yazılımı anca bu kadar olur. Ben şairenin kaleminden ç/alıntılar yaparak yorumlamak istedim...
Kutlarım...