KUZEY AFRİKA'DA MELEKLER KRALİÇESİ
Kuzeyinden Akdeniz güneyinden Sahra çölünün esintileri uzun uzadıya o kumsallar
binlerce yılın bir dolu kültür tarihi esintilerinde dar sokakların arasında yarıda kalmış bir hikayeyi saklıyordu şimdi İçi rahattı aslında bir dolu halledilmesi gereken iş onu bekliyordu aşkın adı avazı kadar Merza diye bağırırken onda asla değişmeyecekti annesi yılmak yok diye hala dil konusunda ısrarlıydı hafta sonları küçük halılarını tarihi çarşı da pazarlayan Merza ile buluşup birbirleriyle dil alışverişi yapacaklardı Aklına koyduğunu yapıyor şu benim oğlum işte diye arada gülümserken diline dolanan Fransızca kelimeleri yolda sürekli ısrarla bıkmadan tekrarlıyordu öğrenmek ayıp bir şey değildi ki küçümseyenler bu yaştamı? diye gülüp alay edenler dudak bükenler ayıplayanlar tüh tühcüler vah vahcılar çok ilginç bu zavallıların çoğu kendi ülkesindeydi toplumun içler dışlar bitmek bilmeyen göçler birdenbire kendisini başka yerlerde görmek isteyenler bir şeyleri öğrenmek isteyen insanların önünü kesip küçümseyenler dar küçük düşünen toplumun sürekli sıkıştırması saçma sapan sadece kendilerine ait dar kalıp düşünceler bazen dinlere kılıf geçirip kendi cemaatleri ile birde alay edenler bahanelerin bitmek bilmez efsanesi en dar görecesi bu sadece kendi ülkesindeydi.. kendi ülkesinde arkadaşları küçümseyen gözlerle bakabilirlerdi günler dernekler altın gümüşler yeni alınan menkuller son model arabalar tüm bunlarla ilgilenen arkadaşları bir de üstüne kahkahalar atarlardı belkide bu yaştan sonra kadıncağızın derdine bak diye alay ettiklerinde oysa o çok sağlam bir kadındı onlara verdiği cevap yabancı dil bilmeyenleri cennete sokmuyorlarmış olacaktı.. Buralara geldiğine o an pişman olmadı işte... Merza el sallıyordu köşe başındaki dükkandan o da nesi Merza nın annesi belirdi arkasından ve diğer kızlar neler oluyordu eyvah bir aksilik çıkarmıydı ? ADI MERZA MELEKLER KRALİÇESİ Roma döneminde hala onların ayak izleri dururken Kartaca nın kıyısında sahil kasabası Sidi Bau Said adı Merza melekler kraliçesi demişler bana şaşırıp durma anlattım ya her yer Fransız mimarisi Paris kokmuş zamanla Bourigiba meydanı demezler pek Tunus şanzilesi cadde ışıl ışıl sokaklarda şehrin kalbi tık tık atarken medinalarda yedinci yüzyıl İslamiyet ’i davet etmiş bu topraklarda Tunis şehrinin tam ortasında gör bak şu ulu Osmanlı konağına istediğin menüyü seç geldin şimdi lokantaların diyarında acı biberli o salça bol zeytinyağlı harissa söz bir daha yanarsan yine tam beş sürahi dolusu su koyacağım masana közde biber meşvası köfteli menemen ton balıklı börekmi dedin ? ya karides ahtopot menüyü oku geliyor ne istersen iste şimdi güleç yüzüyle buyur eder geniştir şu Afrika’nın Sahra’sı kendi kültürün ile karşılaşırsan şaşırma işte bak sana en alasından birde Osmanlı’nın sofrası ... İSTER AHTOPOT İSTERSEN KARİDES BAK RENGARENK CANLI CANLI AKVARYUMDA İSTEDİĞİN BALIĞI SEÇ AMA İLLA HARİSSA YANARSAN YAN ŞAŞKIN BAKIP DURMASANA BEŞ SÜRAHİ SU İKRAMIM KANA KANA İÇECEKSİN HAŞLANDIĞINDA TUNUS ’LU MERZA’NIN AŞK HİKAYESİ |