Hüma
Sen, Hüma;
satırlar arasına gizlediğim, en mahrem hecelerimdin. O giz perdesine bürünmüş, yüreğime kazımak istediğimdin... Öyle ya, Hüma... Sen benim, uğruna kendimden bile vazgeçtiğimdin... *** Evet, Sen Hüma! Gecenin ayazında üşümüşlüğüm, Sensizlik avazında, kendimi kaybetmişliğimdin. Baharda açan çiçekler misali; gönül bahçemde yeşeren, yegâne çiçeğimdin... *** Ah..! Hüma... Mevsimini kaçırdım sevgimizin, kırıntıları kaldı elimde, Biriktirip, bir araya getirdim; belki bir Aşk eder diye... Yok... Yok... Yanılıyorsun Hüma; Aşk karşılık beklemez bence; beklememeli de... *** Ben, beklemedim mesela... Sen umursamazdın çoğu kez; ardından aval aval bakışımı. Merak bile etmezdin; bu ne diye izliyor saçlarımın nakışını... Bilmezdin sen hiç Hüma... Uzaktan uzağa gidişlerin vardı senin... Her adımın, kalbime saplanan bir hançerdi benim için... *** Şimdi seni bekliyorum Hüma, toprağın suyu beklediği gibi, güneşin yer yüzüne ışığını saçtığı gibi, ayın gök kubbede bir lamba olması gibi, yıldızların semayı süslediği gibi... *** Evet Hüma, seni bekliyorum; yıllardır olduğu gibi... |