İblis
İlkbaharın son demi, hasretleri miras bırakan
Yazın kavuran güneşi, umutları lavlarla boğan Sonbaharın haşin rüzgarı, yaşanmışları savuran Kışın en kesif gecesiyim, karanlığıyla kalpleri donduran Öfkeyim, hırsım, ihanetim kendime dahi küsüm İftirayım, lekeyim, kinim, kalplerin katiliyim Asrının kaybedeni, varlığın utancıyım Yıllarca boğulduğum kibrimin sonucuyum Sayısız günlerimde tövbeden nasipsizim Saatsiz dakikasız sonsuzluk mahkumuyum Ne apaçık meydanda ne tamamen saklıyım Korkağım, zalimim, esirim kendimin dahi kölesi Hırsım, şehvetim, benliğim, insanlığın katili Sen dünya çölünde serapta boğulan Esir etme nefsini şu zalim köleye Kusarken tüm günahını, sende bu gaflet niye? Henüz ölüm gelmeden vedalaş gafletinle |
Küstüm
işte bak Karşımdakine
Küstüm
isyanlara
Günah benim olsun dedim
Küstüm
birbirlerine darılan
Açıları yudumlayanlara
Küstüm
Ne kadar gönlü kırık varsa
Onların umutlarına
Küstüm
Yüreğimi acıtanlara
duyguyu sömürenlere
Ben kendime küstüm
Mühür vurdum duygularıma
Kelepçesi gümüşten
küstüm
Hislerimin yalaz yalaz yanan alevine
Ben suskunluğuma
Öfkeme yenildiğime küstüm
Avazım çıktığı kadar haykırmak istedim
Bağırarak içimi boşaltmak istedim
Ama küstüm
Nefesim kesildi yutkundum
İçimin fırtınalarına küstüm
Ne varsa ismi olan
Hepsine birden
Gülen gülsüme küstüm
umutsuzluğuma,mutsuzluğuma merdana aklın nahoşluğuna küstüm