PAMUKTAN BULUTLARIN TOPRAK KOKUSUUnutulmuşluğun yarası var içimde Ya da unutulacak olmanın Yere vurduğum hayat geldi yüzüme çarptı Sessiz bir rüzgar sonrası Sarıldı saçlarımdan gölgelerin şahı Anlatamadım derdimi Yanlış anlaşıldım Filozof yüreğim yeni bir teoriye açtı yaşlı kucağını Ömrüme kar yağdı sonra yağmur döküldü sonra yalnızlık nağmeleri Hasret türküsü bize öfke katar oldu bol bol Canımıza dokunan sözlere gözlerimizi eğer olduk Hangi duvardaki hangi tablonun içinde gizleniyor ağıtlarımız Kulaklarımız hangi kudretin eliyle böylesine tıkandı Kimdi bize nefreti öğreten? Hangimiz hangi dert ile sınandı? Doğduğumuz gün bizler kan ile yıkandık Acı inlemeler ile açtık gözlerimizi... Ve ödümüz koptu bağırtılardan biz o yüzden ağladık Sonra ilk dayağımızı yedik ufak bedenimize Sonra sevilsek bile onu unutamadık... Şimdi evimde ve küçük salonumda Eski bir filmden çaldığım bir cümlenin kucağında uyuyorum Kendiliğinden kapanıyor film ve cümleyi evimde unutarak gidiyor... Film eksiliyor bir cümle Ben bir cümle çoğalıyorum o akşam... Saçlarıma harfler takılıyor saçlarım dağılıyor Gözlerim ile yastığım bütünleşmenin tutkusu ile nefes nefese Uykunun sıcak kollarında arıyorum aşkımı Ve ben unutulmuşluğu da yaşıyorum Unutulma ihtimalimin depresyon hallerinden de bir demet... Çünkü her an kaybetme korkumu sırtımda taşıyorum Çünkü benim sırtım yük taşımaya çok elverişli imiş Bunu tüm suratsız suratlardan duyuyorum.... Hesap kitap tutmuyor artık ömür defterimde Evdeki hesap çarşıya bir gün olsun uymadı zaten Kirpiklerime dolana dursun sonbahar Kışın sobam bile beni ısıtmaya yanaşmadı Yaşlı bir teyze gördüm sokakta yürürken Elinde örgüsü ve turkuaz bir ip yumağı Yaşlar doldu gözlerimin penceresine Sonra dudaklarımın başından aşağı dökülmeye başladı Dudaklarım üşüdü ve titredi! Teyze umursamadı o halimi... Ama ben yinede konuştum ve dedim ki; -Muhterem zat Elinize yakışan bu ipler ile Anne isen anneliğini! Kadınlığını ve içinde yaşayan tüm şefkatini, sesini, duanı Katarak bütün ama bütün baharatları, tatları! Beni baştan aşağıya yeniden örer misin? Örüp beni toprağa öylece gömer misin? İpler çözüldü... Teyze kayboldu o anda! Bir şimşekti aldı beni Sonra çekildim pamuktan bulutlara... Burnuma doldu burcu burcu Toprak kokusu... |