TESADÜFGünlerden banka günüydü, Hesap açtırmak için. Yeni bir iş, yeni bir hayat. Sıra numarası aldım, ve bekledim. Zaman geçmiyor, sıra gelmiyordu. Hiç sevmem beklemeyi! Özellikle de bankada. Bekledim, bekledim, bekledim. Sabrımın son damlasıydı ki; Ayağa kalkıp yöneldim, Müşteri temsilcisine. Sordum ‘Daha ne kadar bekleyeceğim?’ ‘Beyefendi sistemde sorun var, siz buyurun oturun’ dedi. Oturdum, gülmez bir mahbubenin karşısına. O kadar ketumdu ki; Kredilerle uğraşıyordu besbelli. Ve sordu laf olsun diye kredileri temsilciye. Sesi yumuşaktı pamuk şeker misali. Saçları uzun, Kurtarılmayı bekleyen Rapunzel misali. Halbuki kader o güne yazmış bizi. Ve ben bundan bihaber sinirli. ‘Aşk tesadüfleri sever’filmini izlemiştim, Ve diğerlerini… Anlamalıydım oysa işaretlerden, Senaryonun gerçekliğini. Başrol oynuyormuşum haberim yok ki! Kahve içerken uyandırmasalar beni. Geri aldım zamanı, izlerken mahbubeyi. Şaşırmamak elde değil ki. Fil şeridi gibiydi, her bir kare, Şeytan marka giyiyor besbelli. Detaylar, detaylar, detaylar. İnce ince döşenmiş mozaik taşı misali. Gözlerinde bulmuştumkendimi, yudumlarken kahvemi. Yüreği desen , ceylan misali, Ürkek ,saf ve masum. E biraz da cadı yaradılışından beri. Ama öyle heyecanlı, öyle çocuksu ki; Şirinlerin hala onu görme ihtimalini benimsemiş besbelli. Dedim ya hala çocuksu yüreği, Zaman ne getirir bilinmez tabi. O çocuk orda yaşayacak hep temelli. En sevdiğim hali, gülerken verdiği tepki. Birden sinirlendirmek en zevklisi. Dedim ya kader banka gününe yazmış bizi, İşaretleri izlemeli… 27.01.2014 Yalçın ÇALIŞKAN |