DEDEM
Nasıl anlatsam ki dedemi size,
Atatürk gibi saclarını geriye tarardı, Kaşları kalın, birazda çatıktı. Ağzı vardı dili yoktu. Hatta hiç kızmazdı, kızsa da belli etmezdi! İleri görüşlülüğüyle Atatürk’ü kendine lider seçmişti. Al yanaklıydı, pamuk gibiydi saçları, Beyaz tenliydi benim dedem. İlk göz ağrımdı benim. Hayrandım ona bakar dururdum. Torun sevgisi nedir biliyordu benim dedem. Değer veriyordu torunlarına… Tepinmelerine bile izin veriyordu, Bağırmaz çağırmazdı hem de hiç tanımadığına bile!!! Tabiri caizse benim dedem bir melekti! Torunum olsun istiyordum taa o küçük yaştan beri. Dedemin sayesindeydi belki de bu! Çocukları sevmeyi ondan öğrenmiştim, Ağır başlı olmayı onda görmüştüm. İlk evden uçuşuma bile gözyaşlarıyla tepki vermişti! Ağlıyordu benim dedem mutluluktan çünkü. Mutluydu çünkü torunu üniversite okuyacaktı! Hıçkırıklar içindeydi yemek yerken duyduğunda. Özen gösteriyordu ağlamamam için ama kendi hıçkırıyordu! Aradan yıllar geçti bakkalı kapatmak istiyordu sıkılmıştı! Bakkal kapandı ve yatağına yatıp dedi ki; Bundan sonra hep yatıcam hiç kalkmıcam! Ve öylede oldu.. Hasta olmuştu benim dedem, Gözler olmuştu yollarımı, İlk yıllar kendi başının çaresine bakabiliyordu. Ama sonradan yardım almadan yürüyemez oldu benim dedem! Her kapı sesinde bana bakar olmuş öyle derdi babannem! Hatta kızardı bana bazı geceler çıktığıma! Bilmezdi ki içimin eriyip bittiğini dedemi gördükçe! Aldırış etmeden babanneme çıkar giderdim! Ama dedemi görmeden, dua etmeden uyumazdım… Ve bir gün nerden bilebilirdim ellerimden uçacağını! Bekler olmuştuk dedemi başucunda. Herkes bizdeydi, soğuk ama acı anı bekliyorduk! Temmuz ayıydı, günlerden pazartesi. Sabah ezanlarında ayrılmıştı aramızdan. Hani o bırakıp giderken bizi gülücükler saçmışınya etrafına, İşte o en çok koyan oydu ama sevindiren! Tertemizdi ifaden veda busemi koyarken anlına, Mutluydun belki de uçup gidişine Mutluydun belki… Ama bilmeliydin be dedem bilmeli En çok seven torunundum ben seni…. YALÇIN ÇALIŞKAN |