Kahve Onu Kıskanır
Kahvenin kakülü naz Leyla’dan müteşekkil.
Cezve ateşle hem dem telvelenir gönlümüz. Fağfuriyle halleşir kahve hatırına dil. Yârin tebessümüyle bahara döner her güz. Kahve karası mıdır kalbimizde süveyda? Kirpikleri naz süzer betimlenmez kalemle, Belkıs’ın yurdu nere bu devirde bilinmez. Yaramız tazelenir yârin sunduğu emle. Dünyadaki zamanla bu hüznümüz silinmez. Kurşun yarası mıdır kalbimizde bu veda? Bir kuru selam ile gözümüz aydın olur. Gördüğümüz rüyayı kimseye söylemeyiz. Kahvenin ikliminde hayal efsane solur. Dilde kalpte gönülde nice zaman kalır iz. Hüznün kirası mıdır kalbimizde bu seda? Duyduk ki o dilrüba kahveyi pek severmiş. Kahvenin itibarı artık artar eksilmez. Zambak eli değince kahveye gizem vermiş. Kahveyi onda sevdik lâkin o Leyla bilmez. Tüm makamlar bu demde kapılanır nevada. Kırk yıl nedir hiç bitmez yanımızda hatırı. Sadece bu sebepten kahve onu kıskanır. Onunla tütsülenir anıların satırı. Kurduğumuz hayali görenler kahve sanır. Efsane dudaklarda kara mıdır elveda? Ankara, 22.01.2014 İ.K |
öyle acı öyle acı ki kahvenin acılığı az kalır yanında...
kutluyorum...
saygılar yüreğinize...