bilmez’sin ölümü bekler gibi nasıl seni beklediğimi ve sanırsın ki senden beri seni bekliyorum bilmez’sin senden önce seni beklediğimi...
katran karası gecelerden yola çıktı umut taşlı bayırlı yollardan ağır aksak ilerliyor ben seni halâ sol yanımda taşıyor direnci yüreğimde göğertiyorum
çiçekler kıskanırken güzelliğimi şimdi boyunlarını büküyorlar sensizliğime rüzgar,acı bir bozlağa eşlik ediyor ince uğultusuyla ben tüm servetimi sermişim aşk yoluna
yeter ki gel diye haykır sen Yusuf ben hazırım ateşinle yanıp küllerimi sonsuzluğa savurmaya
geceler aç yırtıcı yollar hep çıkmaza gidiyor aşk inatçı aşk cesur ve aşk sevilip tapılmanın kanatlarında tanrılaşıyor
yed-i beyzadır elin,uzat bana Yusuf ben ne Züleyha olabildim ne ölebildim sensiz kör kuyularda senden haber alayım diye Kenan iline kuşlar saldım sen gibi köle oldum,senin ruhuna sen gibi boğuldum zindanlarda
yeter ki gel diye haykır sen Yusuf ben hazırım ateşinle yanıp küllerimi sonsuzluğa savurmaya...
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.
Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Ne Züleyha Olabildim...Ne Ölebildim Sensiz... şiirine yorum yap
Okuduğunuz şiir ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
Ne Züleyha Olabildim...Ne Ölebildim Sensiz... şiirine yorum yapabilmek için üye olmalısınız.
Zülehhamın aşkı akı memnuydu Ben bakir aşklara bu benzetmeyi pek uygun görmüyorum şiir özlem ve sevda kokuyordu Acı olmadan tatlının değerini nasıl anlayacaktık şair Aşkı aşk yapan firaktır zaten hoşça kalın
Sevmek güzeldir. Ama aşk deyince tüylerim diken diken oluyor artık benim. "Tüm servetimi sermişim aşk yoluna" bu nasıl bir teslimiyet böyle. Kendimi adadım ben ve bir karşılık bekliyorum diyor aşk. Ya gel demezse, ya karşılığı yoksa, ya tapılmak istemiyorsa? Kişinin kendisini sevmesi, kendinden hoşnutluk duyması da çoğu zaman yeterince farkında olamadığımız güzel bir aşk değil mi? Hep bir taraftan eğiliyorsa adanmışlık neye yarar. İnanın bana duygu, sağduyu ile dengelenmedikçe son derece acı vericidir. Bütün istediğimiz acı mı? Hiç de inandırıcı değil. Ne kadar acı olursa olsun, son hesaplaşmada insanlar arasındaki ilişkiler iktidar ilişkileridir. En çok da duygu kılıfına bürünmüş. Bütün istediğim kendimi de çok daha çok seveceğim bir aşk. Ben de ona kendini daha daha sevdirebilirim böylece. Sonra bütün taşlar yerli yerine oturur.
Dost acı söyler.
Elgin tarafından 1/23/2014 7:45:02 PM zamanında düzenlenmiştir.
kesinlikle şimdi daha iyi ifade ettiniz:) yorum direkt benim şiirimin altında olunca, ben de karşıt fikirlerimi yazdım haliyle...ama şimdi daha iyi anlıyorum sizi...teşekkürler, selamlar...
Yazdıklarımı yeniden gözden geçirip derledim topladım önce. Belirtmek isterim ki yazdıklarım şairle ilgili değil, benim şiiri okuduğum andaki hissiyatımla ilgili. Şairin kim olduğunu düşünmeksizin kendimce bu hissiyatı sorgulamak istedim. Karşılıklı dengeyi kurmanın çok önemli olduğu hassas bir oyun. İnsan elbette kendini sever ama o ilişki içerisinde başka başka sevebiliyorsa, daha güzel elbet. Yani demem o ki insanın kendisini gerçekleştirmesi yolunda çok yapıcı bir işlevi olabilir aşkın. Ama bu çok nadir olabilen, bulunabilen bir şey, denge sorunları sebebi ile. Ne mutlu bana ki kendi adıma bu yapıcı yönünü yaşadım aşkın. Kendimi daha iyi gördüm ve daha çok sevebildim sevdiğimle. Aşk bana çok şey kattı ve güzelleştirdi. Şimdi daha iyi ifade edebildim sanırım. Bütün söylemek istediğim bu.
yorumunuz beni biraz şaşırttı doğrusu...bir çok şiirimi okuyan biri olarak, teslimiyetçiliğin bana göre olmadığını az çok anlamış olmanız gerekirdi..ayrıca tüm servetimi aşk yoluna sermişim diyen bir insan karşılığında bir şey bekler mi sizce? bu tamamen yürek adanmışlığıdır...kaldı ki bana kendimi sevmesini öğretecek birini ve keza sevmeyi öğreteceğim birini düşünemiyorum, çünkü ben yeterince kendimi seviyorum ve kendini sevmeyen bir insan hiç bir şeyi sevemez zannımca...yine de yazdıklarınız da bir bakış açısıdır elbet, emeğinize ve ayırdığınız zamanınıza teşekkürler...dost acı söyler:) saygı,sevgi ve selamlarımla...
Aşkın" Ç " hali diyorum ben buna; çaresizlik işte... Bir adım bile yol alamamak... Ulaşamamak, kavuşamamak... Ama maalesef uzaklaşamamak da! Ne zor bir ikilemdir o; bilirim... Keşke hiç bilmeseydik derim çoğu zaman...
Öpüyorum güzel yanaklarından sonsuz muhabbetle ...
Bütün bunların ötesinde... Yalnızlığa beşinci duvar olmakta var.
Ama kanını sadece damarlarında taşıyan insanlar da,bir süre sonra kendi ağırlıklarından yakınırlar.Bazen kanamak lazım,acı çekmek ve yok olmanın kıyısından dönmek...
Hep bir kadın vardır bir erkek Ademle Llilitten beri Ademle Havvadan beri Yusufla Züleyhadan beri ne çok destanlar okuduk bizleri aşka aşık eden ama artık yok öyle hikayeler sadece Yusufculuk oynayanlar var yada Leylalığa soyunanlar Aşk arsızları var çağımızda ve aşk hırsızları
Bizse efsanelere olan inancımızı kapadık Züleyha gözünü aşkla kapadığında.
Bir bildiri..SuyaAğıt yeni şiir yayınladı.. İsmi tutukladı ilkin, sînemin yangın damarını. Şiirle dans eder oldum uzun vakittir. Gülesim geliyor, tebessüm. İnan. Öyle garip tebessümler değil, hani çiçekler kıskanır demişsin.. Kıskandıracak bir güzelliği olmasa da gamzelerimin, bir başka gülerim ben..Sakın. Niyetimi hissederek düşün söylediklerimi, basit gülüş değil benimki..
Ve sonra.. Bir kere okudum. Aklıma çok sevdiğim bir ezgi düştü. Onu açıp, bir daha dinleyerek okumak istedim... Ceng-i dıl âheng-i dıl kesmizâna..Aşk ile harp anlayacağın... Uzun olacak, bağışla. Uzun yazacağım, çok uzun... Boyunu boşver satırların, gönlüm göğüme boy, arş'a kurban serileyim ne gam. Aşk diyoruz leylâ, aşk.. Mecnûn deyi o kahraman hani, destânî öyküsünün asırlar boyu vaktimize kadar düşen efe.. "Yapmayın efendim, aşk evlilikle birlikte bitiyor. En fazla üç yıldır diyorlar ömrüne. Şimdi siz kalkıp ölümsüzlükten mi söz ediyorsunuz..". Birtâne köprü yapıyorlar şimdilerde, yaptılar mı haberim yok ama hani yapacaklar. Ondan aşağı salınasıcalar. Aşk ile evliliği bir kefeye sığdıracak aklın âhına şaşayım..
Diyorum ki... Tüm yazmaklar (bu biraz garip bir cümle oldu sanırım, muhtemelen sınavda yazsam sıfırı basar kıymetli hocalarım e haklılar, herkes aşk ile yaşıyor diye bir şey yok tabîi..çok oldu zâten hoş göreli beri..).. Tüm yaşamaya çalışan insanlar. Herkes insan. Büyük ortak payda. Ve sonra herkesin parmak izi farklı -ikizlerin de farklıdır değil mi-.. Herkes başka, bambaşka. Fakat dilerse Rabbim, herkesin ortak sayılabilecek tek bir yönü daha olabilir. Bunun dışında olamaz. Olamaz tabîi. Misâl ikimizin de gözü kahve, ikimizin de saçı kestâne.. İkimizin de tırnakları lâle. Sonra aynı meslektenmişiz ve maaşımız da aynı. Hayâti bildiğin her şeyimiz aynı. Asla aynı olamaz. Bir insan bir ötekine asla benzeyemez. Ama aşk var ise, rûh aynı şekli görür aynada. Hadi yalanla :)
Şimdi bir daha okuyacağım şiiri. Orada bir şey gördüm. Başka bir şey...
Bu arada Züleyha'yı sevmiyorum- ben bu cümleyi yazdım ya şimdi kesin rüyamda görürüm, estağfurullah..ama sevmiyorum!varsın kâbus olsun bana..- Sevmiyorum neden. Yusuf.. Ama Rabbim öyle diledi, isyân etmemeliyim. Ama.. İnsan var ya. Bizde merhamet yok. Onun için insanız işte. Kadında hele! Onun için peygamber olamadık. Yine de kabûl etmiyorum. Gerçi çilesini çekti, ödedi diyetini. Olsun. Hepimiz ödüyoruz bir şeylerin bedelini, yine de bir diğerinin canını yakmayı hedeflemişse insan her ne sebeble olursa olsun, Allah affetsin.. İnsan değil. Zâten Yusuf da Allah dediydi, keyfine değildi..
Züleyha.. Aşkın en son tanığı. Çok üzgünüm. Allah'tan insana varana âmennâ, insandan O'na yol olana da çok şükür saygımız var. Züleyha ikinci tâbir tanımı. Xece diyeyim Zin ya da ne bileyim Şirin ama Züleyha asla!
Bütün bunları söyledikten sonra, buraya getiren Züleyha idi. Neden mi. Kimse ondan kötü söz etmedi, o varsa aşk dendi. Yâni ben öyle demesem de, öyle dediğini anlamıştım..
En iyi şiir.. Aman en iyi imgeler.. Daha daha türlü türlü sanatlar hattâ hepsini tek bir mısrâya sığdıranlar. Saygılar. Benim en iyi şiir ifâdesinden anladığım tek şey "yüreği sözlerine aksettirilendir.." Bâzı imgeler sanat adına kullanılan sözcükler. Hiç ilk harfinden sayfayı kapattıkların oldu mu en iyi deyi yeri göğü inletir vaziyette olanlardan. Ben pek meraklıyım, "hadi oradan.." demeye. Ne edim, ben de böyleyim. Burada söylemeye çalıştığım hani bir şiirinde:
"mâdemki bir muaşeret öyküsüdür bu.."
demiştin ya.. Böyle kendini hatırlatır türden olunca o en iyilerden söz edilebilir. Tüm sayfa dolusu bir şiir var diyelim ve okudum say ve sonra de ki nasıl, ben de diyeyim:
"iyiydi iyi..."
eeee?
Sonra bitti. Ama o yine de iyiydi.. Yalnız! Ne leylâ idi ne mecnûn ya da benim şu saydıklarımdan ötekiler... Elbet hiçbirimiz çok muhteşem değiliz, yine de unutulmayacak birkaç dizemiz olacaktır değil mi.. Dahasına göz koymamak lâzım, kâfi derecede sevmeli ve sevilmeli. Ne yâni göğe çıkarsalar ne olur, rûhumuz şaşar mazallah insan olduğumuzu unuturuz.. Kıvâmında iyi olunmalı.
"direnci yüreğimde göğertiyorum.."
Bu. Bir şey var dediğim bu idi. Ama şimdi nasıl anlatayım. Farklıyız insan olarak hepimiz birbirimizden demiştim değil mi. Öyle işte. Tek bir damla umutla hayâtı sırtlayanı gördün mü? Tek bir hayâl için, umudun hayâli için yaşayanı gördün mü? O sönmesin deyi yiyip içeni, sırf o bitmesin deyi güleni gördün mü.. Sırf onu beklediği için beklemenin kutsallığı adına secdeye duranı gördün mü.. Bak işte, ne güzel anlattım, maşallah.
Şâir herkes değildir olamaz, ama şâirin dili, herkesin doğmaya sebebi olanı gördüğünde herkesin dili gibidir. Bundandır ki benzer dâima "tam beni anlatmış.." repliklerini uçak yapıp semâya aşk edenlerin hikâyesi..
"yeter ki gel diye haykır sen Yusuf"
Benim sevmediğim Züleyha'nın son perdesini biliyorsun değil mi. "gelsen de bir gelmesen de bir.." anafikrinin hâkim olduğu son perdesini. Tâ ki emrolunduğunu öğrenene kadar. Aşk, orada yücedir işte. İnsanız biz Züleyha değil. O da insandı tabîi, de sonrası insanlığın ötesindeydi. Ben yine de sevmediğimi tekrarlayayım.. Aldığım bu ikili. Yalnızca "ortama ayak uydurma.." harfleri. Şiirsel yâni... Züleyha nevî değil. Ki şiirin adı bu değil mi zâten. Niyetim ismin şirie uygunluğunu kanıtlamak değil kesinlikle, haddime midir sanki. Şunu demeye çalışıyorum. Hani bir isim duyarsınız, ilgilenmezsiniz çok da önemli değildir. Fakat bir vakit sonra onu bir daha görürsünüz. Bu sefer duymaz görürsünüz. Sonra yine önemli değil, yine unutursunuz.. Psikolojideki algıda seçicilik ile tanımlarsınız hâli belki de. İlgisi yoktur. Orada sizinle ilgili çok kaderî bir durum vardır.. Bunu çooook sonraki şiirlerinde göreceksindir sanırım, evvelkilerde değil. Onun içûn Züleyha'dan uzak dur... -bu tâmamen kendime bir öğüt-...
Birkaç mısrâ, bâzı özel vakitlerin habercisi gibi göründü bana. Bir tânesini söylemiştim. Ve devâmen özellerin geleceğinin farkındayım, görmeyebilirim tabîi.. Her şeyi görüp bileceğiz deyi bir şey yok ki. Aşk.. Varsa görür ama insan. Görüşmek dileğiyle diyeyim o vakit.
Bir şey daha. Haddim olmayacak belki ama hani Esenbige yorumu var aşağıda.. İlk şiirini okuduğumda onun, bildiğin gibi değil. Aşk mı.. Havasını titreyerek solduğum bir sayfa idi. Ve bilinçli yorum yapmamıştım eminim. Öyle bir kavrulmaktı…
Şimdi gelelim okuduğumuzu anlayalım’a. Şiir, hepimiz biliriz ki soyut tanımıdır tek başına. Soyutun görünen tek tablosudur. Bundan işte… Bir yokluktan söz edilecekse bu yine yoklukla ifâde edilebilmeli. Kül olup savrulunacak elbet ama bunu tek kelime ile beyânın aksine tüm metin boyu hissetirmeli. Ben henüz başarabilmiş değilim tabîi öyle bir umudum da yok ama inşallah dileğin yazmaksa, aşkın şiirini yazasın bir gün.. Ve ezber edeyim ben de.. Aklımda kalan mısrâların gibi..
Sözü bitirmişken, Züleyha meselesine değineyim yine. Vicdânım.. Belki de rûh'u. Her neyse de ben onu yine sevenlerden olayım yaratan aşkına... Başıma iş almayayım yok yere.. Kadınız dedik ya, peygamberlik yaraşır olaydı bugün muhtemelen dünya deyi bir yer kalmazdı. Âh Züleyha, adını giyenler sanırlar mı ki benzerler sana. Adının bu kadar güzel yâd edilen bir yerde severek dokunmak ismine, iyi gelen bu kadar konuşturan da bu oldu belki de..
Sevgiyle...
**Havin_** tarafından 1/19/2014 6:40:20 PM zamanında düzenlenmiştir.
yazmak tam sana göre, sen bana inan:) bunun hadle veya hadsizlikle de hiç ilgisi yok...herkesin yazdığını herkes beğenmek zorunda değil ama illa ki her yazanın da kendine göre okuru bulunuyor:) ama sen iyi bir yazar olabilirsin, tabi bu benim fikrim...çokça öpüyorum güzel yanaklarından ve güzel yazan kaleminden...daima sevgimle canım...
Bu ne ki..sayfalarca yazdıklarım olur arada, fakat tek bir anlık bir güvensizlik hissettiğim an tek tuş ve tüm yazdıklarımı siliyorum.. Gönül rahatlığıyla bâzen böyle uzunca yazıyorum ve mutlu ediyor beni..
Roman mı.. Bunu yazmadan birkaç dakika önce dedim ki.. Bu ülkede beni tutan ne var, gitmek ihânet olmaz aksine bereket olur. Sonra yazmakla geçen bir ömrün düşü.. Nasip.. Ben yine de haddimi bileyim :))
ah be Havin'im, ah be güzel yüreklim, ben şimdi ne yazayım ki, bunca emeğinin ve yüreğinin güzelliğinin karşılığı olsun...emin ol, çok teşekkür etmekten başka bir şey gelmez elimden...ve naçizane yazdıklarımın, kalemine bunca ilham olmasından da onur duymadım desem yalan olur...ama sen biliyorsun yüreğimi, ve ne denli önemsediğimi emeği, insanın yüreğini emeği ile yoğurmasını...ve kesinlikle sen bir gün roman yazarı falan olmalısın:) hakkıyla üstesinden geleceğinden eminim...çok öpüyorum güzel yüreğinden canım benim, helal et hakkını, gönül dolusu teşekkür ve sevgilerimle...
ebriklerile