YAŞAMAK ZOR ZANAATYaşamak zor zanaat aslında Madem gönderildin dünyaya, yaşayacaksın Adam gibi yaşamak yani… Eğilmeyi çıkaracaksın sözlüğünden Belki kırılacaksın zaman zaman Ama rüzgârgülü olmayacaksın Kapılıp rüzgârın yönüne Kıvırmayacaksın bir sağa bir sola Rüzgâra, fırtınaya, hatta boraya inat Dimdik duracak, yıkılmayacaksın… Bir ışık olacaksın mesela Elbet güneş veya ay değil, Ama yıldız olabilirsin Deniz feneri olma, gerekmez Bir küçük mum olmak da yeter Dibine ışık vermeyen Işıtırken tükenen… Günün birinde özenirsen bir başka canlıya Bir yılan veya köstebek olmamalı bu; Kartal veya şahin ol olabilirsen Bir güvercin ol ya da, gagasında zeytin dalıyla Aslan olsan da amenna… Bir bulut olmayı dene yaz mevsiminde Gölge et öğle sıcağında bir garip yolcuya Veya yağmur ol çatlamış, kurak topraklara… Sadece bir et parçası değildir yürek Sevdikçe sevilecek, sevildikçe seveceksin… Seveceksin insanları; Her dilden, her dinden, her tenden… Sarı kırmızı siyah beyaz ne fark eder? Renge göre sınıflanır mı insanlar? Damardan akarken kırmızıdır bütün kanlar Ateş olsan cürmün kadar yer yakarsın Öldüğün zaman bedenin kadar yerde yatarsın... Bir misyonun ve vizyonun olmalı mutlaka Emme basma tulumba değilsin ya… Yürekten inandığın şeyleri yapacaksın; Satmayacak, sattırmayacak, satılmayacaksın… Vedanın vakti geldiğinde Onur duyacağın bir eser bırakacaksın geride Tüm bunlar için sakın madalya bekleme Güldürme beni… Elbette yapacaksın! Demiştim ya başında; Yaşamak zor zanaat dostum Ve sen insansın Adam gibi yaşayacaksan Bunları yapacaksın… Naime ÖZEREN / Mart 2009 |