Kırmızılı KızŞiirin hikayesini görmek için tıklayın Sahipsiz şiir..
-Heybemize düşen haybeye aşklara-
Küçücük bir pencerem vardı, Bin melek ordan seni, seyredalardı; Fazilet ve zarafet endamında, Nedamet mi var dudaklarında? Bana sorsaydılar kırmızı derdim Bana sorsaydılar sarı saçlarını, Kan gibi, şarap gibi resmederdim; Kızıl şafaklara saçılınca hürriyet; Kısacık saçlarınla aşka hüvviyet, Gözlerinde ki dirayet,Venüs’e ihanet. Sabret; sende güleceksin nihayet. Benden sorguladıkları resimde, inayet Şairin mısralarından gelirde ihanet, İki ruhu bağlayan kutsal ezgiden sirayet, Bir yudum sevdayı dehlizlerde inletir Celladın baltasından aşkı dinletir -Burcu kokusu, darağacında- Binlerce ilmeği boynuma geçirtir Umuda tutsak olmuş kalem, incitir. İncinmiş kalemi de ancak şair söyletir. Bir sırrı ifşa ederken kendini gizletir. Bana sorsaydılar seni,gözlerini,ellerini Zamana inat rayihanın delillerini... Gözlerini kapat dinle sözlerimi; "Sen tanrıların yazdığı bir şiir Ben mahpusunda küflenen şair, Yoksan, gecem de ızdırap dolu bir düş Hayyam’ın mirasıyla gözden düşüş Tokat gibi çarpılıyor yüzüme feryadım Bana sorsalar kelimeleredir isyanım Tanrılarla güreşmeye yok dermanım Son notasına gelmişken fermanım Nutkumda bir düğüm, sessiz figanım Çünkü ben, sarı saçlarına hayranım." Vera da, Maverada Hatta, Maveradan da, Vera da. Fakat, Cevhersin. Her satırda... NURULLAH ÇORAKYER |